“Uyu yavrum uyu
Uyutayım seni
Masallarla şarkılarla
Büyüteyim seni.”

Deyim olarak dilimize yerleşen sözcükleri konuşmalarımızda eksik etmeyiz. Artist gibi olmak, artist gibi yaşamak sözleri insanları hayal ortamına götürür. Kimileri rüyalarında artist olur; kimileri de artistlerle birlikte olur.
Artist gibi güzel, artist gibi yakışıklı…
Tanıdığı, tanımadığı kişilerle tartışanların, sinirlenince dillerinden dökülen ilk sözler: “Bana artistlik yapma!”
Tiyatroda sinemada, son yıllarda televizyon dizilerinde sayısını bilemediğimiz kadar çok insan, ünlü bir artist olmak için çabalayıp duruyor. Reklamlarda rol alanlar hariç diğerleri karınlarını doyurabilmek için ek iş yapmak zorunda kalıyor. Abartmaya gerek yok; reklamlarda oynayanların büyük bir kısmı para kazanamıyor. Umutları hep yarınlara kalıyor.
Kaç kişi okumuştur, kaç kişi üzerinde durmuştur onu bilemem. Yıllardır Yeşilçam’da sayısız filmde rol almış emektar oyuncumuz, geçinebilmek için çocuklara balon satmaktadır. O civarda dizi film çeken ekiple karşılaşır. Birileri dizi yönetmenine bilgi verir. Yönetmen, oyuncuya dizi filmde oynaması için teklifte bulunur. Artistlik yapan eski oyuncu, yapacağı iş için para ister.
İstediği para o kadar büyüktür ki ancak ucuz bir lokantada iki kişi yarım ekmek arası tavuk yer, üzerine birer ayran içebilir. İnsan olan hiç tanımadığı zorda kalan kişilere bile daha fazla miktarda para harcamıştır!
Yıllar öncesinde Yeşilçam’ın kötü insan karakterlerinden Erol Taş, onlarca filmde oynar. İstanbul Cankurtaran’da işlettiği kahveden kazandığı parayla geçimini sağlar.
Filmlerde oynadığı fabrika patronu rolüyle tanıdığımız Hulusi Kentmen, yoksulluk içinde aramızdan ayrılır. Her zaman hoşgörülü, her zaman babacan patron rolünü oynarken ödeyeceği ev kirasını, elektrik su parasını, belediye otobüsüne vereceği bilet parasını düşünür. Onu sevenler, hayranları onun gülümseyen yüzündeki acıları bir türlü göremez.
Gerçek anlamda sanatçı kişiliğiyle bizlere göre daha fazla para kazanan kişiler yok değil. Ancak onların kesip attığı tırnağı olamayacağı halde medyanın yetiştirdiği artistler var. O kişiler kendilerine verilen rolü oynadıkları sürece milyon dolarlık anlaşmalara imza atıyorlar.
Medya, artist gibi yaşamak sevdasıyla insanlara yalan haberler sunmuşlar. Asıl mesleği oyunculuk olmayanlar o kadar güzel rol yapmışlar ki gerçek anlamda sinemalarda tiyatrolarda rol alan artistleri aç bırakmışlar. Alışkanlıklar kolay kolay bırakılamıyormuş. Küçükken beşikte dinlediğimiz ninnileri, yaşadığımız sürece dinleyip mutlu oluyoruz.
Yeri gelmişken yazalım: Yeşilçam, İstanbul’da bulunan binlerce sokaktan biridir. Adı büyük, kendisi sıradandır. Sokak adının yazılı olduğu levhayı çıkarın. Anadolu’da küçük ilçelerde ondan daha güzel, daha bakımlı yüz binlerce sokak vardır.
Gökten üç elma yerine ayvalar düşmüş. Çarşıda pazarda satılan ayvaların yerine bu ayvaları yiyenler bir türlü doymak bilmemiş.