Ziraat Bankası Genel Müdürlüğü döneminde CHP yönetimince yolsuzlukla suçlanan Can Akın Çağlar’ın İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde genel sekreterlik görevine atanması ana muhalefet partisinde büyük bir tartışmaya neden olmuş.

Dahası, 8 yıl önce CHP milletvekilleri Aykut Erdoğdu ve Sezgin Tanrıkulu tarafından yolsuzlukla suçlanmış biri, I6 milyonluk mega kentte çok önemli bir koltuğa oturtulmuş.

Ne var bunda demeyin.

Çok şey var…

Bir kere şunu bilelim ki, AKP fırıldaklarının “Dün yerden yere vurduğunuz bir bürokratı bugün nasıl olur da, genel sekreter yaparsınız?” sorusuna, boşuna yanıt aramayın.

Amaçları CHP’nin suçladığı birinin, nasıl ödüllendirildiği değil, bu atamanın parti üst kademesince nasıl içlerine sindirildiği?

AKP trolleri demek istiyorlar ki;

“Ey CHP’liler, dünün AKP bürokratı Çağlar’ı yolsuzlukla suçladınız, bugün aranızda ne işi var? Bunu teşkilat nasıl hazmeder?”

Aklı başında bir CHP’li çıkıp da “Arkadaş, Çağlar suçlanmış, tamam. Ama bunlar iddia olarak kalmış. Üstelik bu zat, Ziraat Bankasında en uzun süre görev yapan bürokrat unvanını almış. Daha sonraki görevlerinde de hiçbir yolsuzluğu olmamış. Bir kuruşluk suiistimali yok. Aleyhinde tek bir mahkeme kararı yok. Çok da başarılı biri” demiyor.

Neymiş, 8 yıl önce CHP’liler, kendilerine gelen bir ihbar veya gerçekleri yansıtmayan bir dosyayı kamuoyuna açıklamışlar.

KİT komisyonunda Çağlar’ı sıkıştırmışlar.

Peki CHP ana muhalefet partisi değil miydi o sırada?

Evet.

Ne yapacaktı ki CHP’li Tanrıkulu ve Erdoğdu ?

Asker uğurlaması gibi, tutup Çağlar’ı havalara mı fırlatacaklardı?

Eğer eleştirilecek birileri varsa AKP üst yönetimidir.

AKP Partinin lideridir.

Başarılı olan bürokratını, dürüstlüğünü bir kenara bırakıp, sadece ve sadece Ali Babacan’ın tanıdığı ve atadığı bürokrat olduğu için harcamasıdır.

Adam partili olmadığı, devletin üst derece bürokratı olduğu için gözden çıkarılmış ve bir kenara fırlatılmış.

Dünyanın en rezil muamelesine tabi tutulmuş.

Ammaaa…

AKP’nin trolleri bu gerçeği hiç görmeden, es geçerek “CHP, daha dün suçladığı adamı içine nasıl sindirecek?” sorusunu tedavüle sokmaya çalışıyorlar.

Bence İmamoğlu tam da isabetli bir iş yapmıştır.

İyi ki bu bürokratı genel sekreterlik koltuğuna layık görmüştür.

Haaa…

Koskoca CHP, yılların ana muhalefet partisi tek parti dönemi hariç, 1950 yılından bu yana, hiç mi kadro veya kadrolar yetiştirmedi?

Bunun yanıtını İmamoğlu’ndan değil, CHP üst yönetiminden beklemek gerek.

Bu CHP, hiçbir dönem bir arabanın ön lastikleri olmayı aklına getirmemiştir.

Daima gözü arka tekerlekte olmuştur.

Bu yüzden de arka tekerlek patladığında, bagajdan yedek lastik çıkarıp yola devam etmiştir.

Adamlar stepneci…