Dünkü yazımızda, Arapların, (bitmek tükenmek bilmeyen) asırlardır süre gelen Türk düşmanlığından örnekler vererek anlatmaya başlamıştık. Kaldığımız yerden devam ediyoruz…

“Yine bu dönemde Orta Asya'da GÖKTÜRK'lerin egemenliği hüküm sürmekteydi. Ve bu coğrafyada birden fazla GÖKTÜRK devleti vardı…

Emevi'lerin Horasan Valisi Ubeydullah bin Ziyad, Ceyhun Nehrini geçerek Mavera-ün Nehir’in önemli şehirlerinden Buhara'yı kuşatıp; pek çok Göktürk öldürdü. Göktürk kadınlarını kendilerine cariye yaptılar. Sivil Türk'leri de, boyunlarına DAMGA vurup kendilerine KÖLE yaptılar. İstedikleri Göktürk’ün boyunlarına ip bağlayıp, onları da KÖLE olarak alıp satıp, köle ticareti yaptılar.

Ve bu esaret, 150 yıla yakın devam etti.

Araplar, bu süre içinde; bütün Mavera ün Nehri ve Batı Türkistan'ı ele geçirdi; Baykent, Buhara, Semerkant ve Kaşgar gibi önemli Türk şehirlerini yağmaladılar.”

Dedim ve soluklanma amaçlı durdum.

… …

“Bitti mi;” dedi, Türklüğünden utanıp, Arap’lığı, yeğleyen, Arap hayranı muhterem?

“Yok, bitmedi” dedim; “devamı var…”

“Kusura kalma, daha fazlasını dinleyemeyeceğim” dedi ve ardına bakmadan topukladı.

Topuklayıp, kaçmasaydı, şunları da söyleyecektim.

645 yılından 800 yıllarına kadar süren Türk-Arap savaşlarının en önemli noktaları ve sonuçları;

* 100 binin üzerinde Türk katledilmiştir.

* 50 binin üzerinde Türk genci köle ve cariye yapılmıştır.

* Şehirler yağmalanmış , “ganimet” diye halkın her şeyi talan edilmiştir.

* Tüm Türk varlıkları ve de tüm tarihi eserleri yok edilmiş, yakılmış, yıkılmıştır.

* Dünyanın en büyük katliamlarından biri olan “Talkan Katliamı”nda 40 bin kadar Türkün kafaları kesilerek 4 fersahlık (yaklaşık 24 km) yol boyunca ağaçlarda sallandırılmışlardır.

(Tarihte böyle bir vahşetin örneği çok azdır.)

* Aynı şekilde “Curcan Katliamı”nda" da esir alınan yaklaşık 40 bin Türk'ün nehir kenarında kafaları kesilmiş, nehrin suyu kıpkızıl olmuş, cesetler yine ağaçlarda sallandırılmıştır.

* “Teslim olursanız canınız bağışlanacak” sözü hiç bir zaman tutulmamış, “Şeriat söz tanımaz” denilerek kadın-erkek kılıçtan geçirilmiştir.

* Türkler böyle bir vahşet ve mezalimi Çinlilerden dahi görmemişlerdir.

* Bu tarihi gerçekler "aman İslâm’a leke gelmesin, İslâm etkilenmesin" düşüncesiyle gizlenmekte, bahsi dahi geçmemektedir.

Malum Türkçü(!) siyasetçiler dahi konuyu geçiştirmektedir.

Bitti mi?

Bitmedi elbet.

Bitmedi, bitmemesine de, ANLAYAN İÇİN bu günlük yeter deyip, noktamızı koyalım.

Yoksa anlatacağımız çok şey var daha…