Türk Vergi sisteminde kanuni temsilci; mükellef veya sorumluların vergi ile ilgili ödevlerini zamanında ve eksiksiz yerine getirmek konusunda vergi kanunları ile yükümlü kılınan kişidir şeklinde tanımlamıştır. Kanuni temsilci, adından da açıkça anlaşıldığı üzere; kanuna dayalı temsil yetkisi sahibine verilmiş bir kişidir. Dolayısı ile kanuni temsilcinin yetkileri, bu yetkilerin sınırı, yetkilerin gereği gibi kullanılmaması nedeni ile doğan sorumlulukları vardır.

*Ödenmeyen vergi borçları karşısında kanuni temsilcinin sorumluluğu

Şirketlerin vergi borçlarını ödememe yüzünden şirket tüzel kişiliğinden alınamayan vergi ve buna bağlı alacaklar kanuni ödevlerini yerine getirmeyenlerin varlıklarından alınır. şirketlerin tasfiye haline girmiş veya tasfiye edilmiş olmaları, kanuni kanuni temsilcilerin tasfiyeye giriş tarihinden önceki zamanlara ait sorumluluklarını kaldırmaz.

Ayrıca yapılan son düzenleme ile şirketlerin, küçüklerin ve kısıtlıların ,vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mal varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacakları (devlet alacakları) kanuni temsilcilerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde bunlara düşen ödevler kanuni temsilcilerin veya tüzel kişiliği olmayan teşekkülü idare edenlerin şahsi mal varlıklarından bu kanun hükümlerine göre tahsil edilir.”denilmek sureti ile kanuni temsilcilerin sorumluluğu daha kapsamlı hale getirilmiştir.

Vergi dairesi tüzel kişiliğe ait bir vergi borcu için öncelikle tüzel kişiliğin mal varlığına gitmekte ve kamu alacağını tahsil etmeye çalışmaktadır. Eğer tüzel kişiliğin mal varlığının kamu alacağını karşılamayacağı anlaşılırsa; görevlerini yerine getirmemeleri yüzünden mükelleflerin veya vergi sorumlularının varlığından tamamen veya kısmen alınamayan vergi ve buna bağlı alacaklar kanuni ödevlerini yerine getirmeyen kanuni temsilcilerden tahsil edilmeye çalışılmaktadır.

Vergi idaresinin bu şekilde kanuni temsilcinin mal varlığına başvurması için; Vergi alacağının kısmen veya tamamen temsil edilenin mal varlığından alınamayacağının kesin olarak anlaşılmış olması gerekmektedir.

*Kanuni temsilcilik sıfatının kaybeden kanuni temsilcilerin ödenmemiş vergi borçları karşısındaki durumu

Anonim şirketlerde yönetim kurulu üyeliğinin sona ermesi; üyenin istifası, üyenin seçilme için gerekli olan şartları kaybetmesi veya ölmeleri, yeniden seçilememeleri ya da genel kurul kararı ile azlolunmaları ile olabilir.

Kanuni temsilcinin, ticaret siciline tescil ve durumun Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nde ilan edilmesi gerektiği aksi halde istifa veya azil sureti ile kanuni temsilcilik sıfatı kaybedilmiş olsa dahi sorumluluğun devam edeceği açıktır.

Burada üzerinde durduğumuz husus istifa, azil gibi nedenlerle kanuni temsilcilik sıfatının sona erdiği tarih ile bu durumun tescil ve ilan edildiği tarih arasında geçen süre ila alakalı sorumluluk uygulamasında vergi dairesi açısından farklı yorumları ortaya koymaktadır.Bu durumda yönetim kurulu üyeliğinden ayrılan kanuni temsilci ile ilgili olarak;

-Durumun ticaret siciline tescil ve ilanından sonraki dönemlere ait vergi borcundan dolayı hiçbir biçimde sorumlu tutulamayacağı,

-Yönetim kurulu üyeliğinden ayrıldığı tarih ile bu durumun tescil ve ilan edildiği tarihler arasındaki dönemlere ait vergi borcundan ise kanuni temsilcilik görevini yerine getirebilecek durumda bulunması koşulu ile sorumlu tutulabileceği,

-Yönetim kurulu üyeliğini kazandığı tarih ile üyelikten ayrıldığı tarih arasındaki dönemlere ait vergi borcundan ise (koşulları varsa)sorumlu olacağı, sonucuna varılır.

Özellikle son yıllarda çoğalan ve hatır için, yönetici olan kişilerin bu duruma dikkat etmesi gerekmektedir.