Hürriyet Gazetesi, İnternetten Amerika’da yaşayan 10 Türk’ün görüşünü yayınlamış. Dokuz kişi Amerikalı gibi düşünerek görüş yazmış. Bir kişi Türk gibi düşünerek demiş ki: “Obama iyi insan 28 yıldır ABD vatandaşıyım. İstanbul, Fatihliyim. Oylarımı hep Cumhuriyetçilere verdim. Çünkü bu asılsız Ermeni iddialarını gündeme getiren hep demokratlar oldu. Onların ekmeğine yağ sürmek istemedim. Hâlbuki buradaki arkadaşlarımın çoğu Ermeni Türkleridir”

53 yaşında ve mermer ustası olan bu vatandaşımız oralarda Amerikalılaşmamış. Ülkesini düşünüyor. Bu düşünce ile oy kullanıyor. Tebrikler. Yalnız Ermeni Türk ayrımcılığı yapmıyor dediği OBAMA seçimi kazandıktan sonra ilk yurt dışı gezisini Türkiye’ye yaptı. Tarih 10-15 Nisan idi. Çok güzel görüşmeler yaptı sandığımız bu adam, üstelik Müslüman olan bu adam, ülkesine döndü. On gün sonra 24 Nisanda, Amerika’da “1915’de Anadolu’da 1,5 milyon Ermeni öldürüldü. Dünya tarihinin en ağır bu trajedisini asla unutmamalıyız.” dedi.  İşte Amerikalının en iyi Türk dostu bu!

                                               *

Buyurun şimdi 4 Kasım 2008’de Bölgede ve Çorum’da HAYAT – Aktüel Dergisinde yayınlanan yazımı aynen görüşlerinize sunuyorum. Yeni bir şey yazmaya lüzum görmüyorum.

                                   *

 

ABD SEÇİMLERİNİ KİM KAZANACAK?                                          

O, BANA MI?  MC. CEYN, SANA MI?  (+)

                                                           “Mc.Ceyn”i siz “Romney” yapıverin 

 

 

Yarın dünyanın süper gücü! Amerika’da seçim var. Kim gelirse gelsin hayatının ancak % 1‘i değişecek olan Amerikalı için bile çok önemli olmayan bu seçimlere (1) bakıyorum bizimkiler dâhil bütün dünya b ü y ü k    b i r   i l g i   gösteriyor. Neymiş efendim. Bütün dünyayı ilgilendirirmiş. Çünkü Amerika büyük devletmiş, ... ,  ... falan filanmış; ... , ... ve de filan falanmış.

Kimse merakta kalmasın. Ben seçim sonuçlarını biliyorum. Buyurun okuyun.

1- Kim kazanırsa kazansın Amerika kazanacak.  

2- Türkiye  a s l a  kazanmayacak.

Bunu biraz açayım isterseniz.  Türkiye NATO’ya girdiğinden beri bütün Amerika başkanları Türkiye’yi çok sever. (Türkleri değil yanlış anlamayın... ) Ancak dikkatinizi çekerim. Şu farkla ki: Sadece kişisel zata mahsus bir sevgidir bu. Yani onların başkanının bizim başbakana olan aşkıdır bu. Fakat yine de Yunanistan ile Türkiye arasındaki Nato askerî yardım oranı altmış yıldır 7/10’dan 7/12’ye çıkamamıştır. (Hem de Askeri, siyasi, tarihi, ekonomik, jeopolilik konumumuz itibariyle Yunanistan’dan beş kat üstün ve önemli olmamıza rağmen) Ne hikmetse onların başkanlarının bizim başbakana duyduğu o yüce kişisel aşka rağmen “kerata” senatoya bir türlü sözleri geçmez. Lehimize yasa çıkmaz.

Onun için kim kazanırsa kazansın yediye on oranı asla değişmeyecek. Senato bizi sevmeyecek.

Sonra ... 

3- Kim kazanırsa kazansın yeni başkan da eskileri gibi asla ve asla Kuzey Irakta bir Türkmen varlığından bahsetmeyecek. Ağzına bile almayacak.  

4- Asla 1993’ten beri (onbeş yıldır) Azerbaycan’ın üçte birini işgâl eden Ermenistan’ın bu işgâlini söz konusu yapmayacak. 1,5 milyon hatta iki milyon göçe zorlanmış Azeri’nin çilesini anmayacak.

5- Rusya’nın Çeçenistan işgâlini kınamayacak. Görmeyecek, duymayacak.

6- Filistin’de katil İsrail’in yapmakta olduğu soykırımını görmeyecek. Vahşeti görmeyecek.

7- PKK terör örgütüne karşı asla ve asla somut bir adım atmayacak.

8- Eskiden el altından yardım ederdi şimdi açık ve aşikâr terör örgütüne yardım ve yataklık yapacak. Lafla bazı geçiştirici palavralara aynen devam edecek.

Türkiye çok canı yanarsa,   çok ama çok canı yanarsa eğer iktidar muktedir ise ve halk baskısı da olursa “sınır ötesi hareket ederim haa” falan demeye kalkışırsa; hemen Dış İşlerinde görevli ve protokolde 28’nci derecedeki bir adamını gönderip;

- Sakın ha sınır ötesi hareket etme. Ben tam yetkili bir soytarı! affedersiniz yetkili gönderiyorum. O size yardımcı olacak, diyecek. Bu yüceltilmiş yetkili soytarı -pardon- şahıs bizim Cumhurbaşkanı, Başbakan, Genel Kur. Başk., Meclis Başkanı ve Fatih Terim ile de görüşüp işleri anında ‘ ŞIP’ diye çözüp gidecek.

9- Kim kazanırsa kazansın yine Kıbrıs için muğlak ve yuvarlak laflar edecek. Ne Rumları küstürecek; ne Türkleri memnun edecek.

10- Yine ABD senatosunda aslı, kökü külliyen yalan olan soykırım yasası gündeme gelecek. Yine yeni başkan, bizi çok sevdiği (!) için SOYKIRIM sözcüğünü anmayarak bizim sırtımızı sıvazlayacak. “1915’te Ermenilerin yaşadığı acıyı, trajediyi anlıyorum” diyerek seçimlerde Ermenilere verdiği sözü tutmuş olacak.

11- Eğer bizden önemli bir çıkarı varsa, meselâ İran’ı işgâl etmek veya bombalamak için bizi kullanacaksa yeni başkan gülücüklerle ziyaretimize gelecek. İzin vermezsek PKK’yı üstünüze salarım haa diyecek. ( Aslında İran’ı bombalaması için Türkiye topraklarına hiç ihtiyacı yok. Afganistan’dan, Irak’tan ve Hürmüz boğazından, hatta uydudan bomba atabilir. Maksat bizi suçuna alet etmek. Bizim komşuluğumuzu bozmak. İki İslâm ülkesini bir araya getirmemek.)

12- Kim gelirse gelsin asla sekiz menfaat almadan bize bir menfaat vermeyecek.

13- İran politikası aynen devam edecek. (2)

14- Suriye politikası aynen devam edecek. (2)    

15- Pakistan ve Afganistan politikası aynen devam edecek.

16- Bütün dünya ile menfaat ve emperyalist ilişkisi ( Karşı taraf su koyuvermezse) aynen devam edecek.

17- Türkiye ile arası bozulacak. A m a  ...  (3)

18-  Bu madde ABD seçimi ile ilgili olmadığından yazının sonunda eklenmiştir. (4)

 

        Evet, benim gördüğüm kadarı ile seçim sonuçlarım böyle. Yüzde kaç tutar bilmem. Yalnız toplumlar-(uluslar) önderlerinin peşinden gider. Kendine Amerikalıyım diyenlerin lideri George  Wasington taa 1700 bilmem kaç tarihinde Amerika kurulurken dedi ki:

“Amerika’nın sürekli dostları yoktur. Amerika’nın sürekli menfaatleri vardır.”

Peki ya bizim mayamızda ne var? 

Bin yıl evvel Ertuğrul Gazi “Oğul adaletli ol, halkın huzurunu temin et, kanundan nizamdan ayrılma, kimseye zulmetme, mülküne mağrur olma, haram yeme, ilim erbabına saygı duy, zayıflara zulmetme” demişti.  

Türkiye Cumhuriyeti kurulur kurulmaz Mustafa Kemâl Atatürk ne dedi? 

“Yurtta Sulh Cihanda Sulh”

İşte Ulusların Karakterini Oluşturan Temel Taşı, Temel Yapı.

Her Şey Gün Gibi Meydanda.          

 

                                                                    ***

 

(+) El cevap: Hiçbirisi bana da değil, sana da değil.

 (1) Çünkü Amerika toplama insanlardan oluşan bir ülkedir. Orada millet yani ulus yoktur. Kimliğini ve kişiliğini ülkesinde bırakmış kimliksiz ve kişiliksiz yani şahsiyetsiz insanlar vardır. Bunlar sözde Amerikan vatandaşı oldular ya; bunun da ispatı oy kullanmak ya; seçimden seçime işte o zavallılar Amerikalılık havasına girmek, kişiliksizler, kimliklerini tatmin etmek için seçimle ilgileniyorlar. Amerika seçimleri sadece onlar için önemli.  

(2) İran ve Suriye’yi niye kattın demeyin. Onlar komşumuz. Her şeyleri bizi ilgilendirir. Amerika’dan daha çok ilgilendirir. Onlarla komşuluğumuz Amerika’dan daha önceliklidir. Ve önemlidir. Farkımız şu: İran’da halk Amerika’ya ve teröre karşı birlik içinde. Bizde Amerikalıdan daha Amerikancı Amerikalılar var. Silâhlı teröristten daha terörist kravatlı teröristler var. Bölücüden daha bölücü hainler var. Ermeni’den daha Ermeni soykırımcılar var.

(3) Bozulacak. Çünkü kim başkan olursa olsun İran’ı ve Suriye’yi işgâl politikası aynen devam edecek. Bu politika bizim tamamen aleyhimize. Biz geleneksel asil komşuluk politikamıza uyarsak Amerika köpürecek. Köpürmesinden korksak mı, korkmasak mı?  

(4) Madde 18-‘i sona almıştık. Şimdi okuyun. 18- Amerika’nın başına kimin geldiği beni hiç enterese etmez. Ben bizim başımıza kimin geldiğine bakarım.