Haziran ayı, Türkiye işçi hareketinde önemli bir aydır. Türkiye tarihinin en büyük işçi hareketinin ilki bu ayda olmuştur. Yani 15-16 Haziran işçi olayları...
Demirel hükümeti, 61 anayasasının getirilerinden ve çalışma hayatını düzenleyen 274-275 sayılı yasalarda, işçi örgütlülüğünü kısıtlayan çok önemli düzenlemeler yapar.
İşçiler bu kısıtlamalara itiraz eder. Türkiye tarihinin en büyük işçi eylemlerinden ilki olur. Olaylar kanla biter. TİP ve Ecevit, AYM'ne dava açar. Kısıtlamalar iptal edilir.
Haziran ayı olayları içinde Türkiye işçi hareketinin bir ilki daha olmuştur. Bu da Çorum Alpagut olayıdır. Ki, Çorum’un işçi hareketi içinde ayrı bir yeri vardır.
İşte bunlardan biri "Alpagut Olayı"dır. Bir diğeri, başka bir yazımızın konusu olacak
"Belediye İşçilerinin çıplak ayakla Ankara'ya, oradan da İstanbul'a yürüyüşü"dür.
***
Haşmet Zeybek (1948-10 Ekim 2013) ünlü bir oyun yazarıdır, tiyatro yönetmenidir. Oyun yazmıştır, oyun yönetmiştir, oyunda oynamıştır. Ve de "Alpagut Olayı"nı yazmıştır.
Yaşanmış bir işçi mücadelesini, tiyatro sahnesinden Anadolu'ya göstermek istemiştir.
Çünkü Türkiye işçi hareketinin önemli bir tarihsel olayıdır Alpagut Olayı.
Bu ülkede iki Alpagut vardır, iki de Alpagut Olayı vardır.
Biri, Bursa'nın Mustafa Kemalpaşa ilçesine bağlı Alpagut'tur. Diğeri, Çorum'un Dodurga ilçesine bağlı Alpagut'tur.
İkisinde de kömür ocağı vardır.
Bursa'daki Alpagut'ta grizu patlamasından 19 işçi ölmüştür, yıl 2009.
Çorum'daki Alpagut'ta, Türkiye işçi sınıfı hareketinin bir ilki olmuştur, yıl 1969.
İşte konumuz, "Çorum Alpagut olayı"nın kısa bir öyküsüdür.
***
Çorum Alpagut Kömür İşletmesi 1942'de kurulmuş ve faaliyete başlamıştır.
1977 yılına kadar Çorum İl Özel İdaresi tarafından işletilmiştir. 1977-2002 yıllarında TKİ/ADL (Türkiye Kömür İşletmeleri / Alpagut Dodurga Linyitleri) tarafından işletilmiştir.
Bugün ise tamamen özelleştirilen işletme, Çelikler Firması tarafından faaliyetine devam etmektedir.
***
Peki, nedir bu Alpagut olayı? Nedir bu, işçi hareketine damgasını vuran olay?
Yıl 1969... O gün 950 işçi çalışmaktadır.
Örgütlü sendika, "Çorum ve Havalisi Birleşik Maden İşçileri Sendikası’dır.
Başkan Ali Oyur, Sendika temsilcisi Mehmet Kocatüfek'tir.
İşçiler, aylarca ödenmeyen ücretlerinin derhal ödenmesini, teknik kadroların ve donanım yetersizliklerinin bir an önce giderilmesini talep ederler.
Her seferinde "işletme zarar ediyor" bahanesiyle ret cevabı alırlar.
Oysaki işletme, tüm bölge insanının tek geçim kaynağıdır.
Ve çaresiz kalan işçiler, 13 Haziran'da fiili durum ilan eder.
Ancak 950 işçi kömürün heba edilmesini istemezler, greve gitmeyi uygun görmezler.
Ve 13 Haziran 1969 günü işletmeyi işgal ederler.
***
Çorum Ekspres gazetesinde Yaşar Köstekçi'nin haberine göre:
Vali ocağa gelir, "sabredin" der. İşçiler "açız" der. Jandarma Albayı müdahale edeceğini söyler. Fakat işçiler ona da durumu anlatınca Albay duygulanır, gözleri yaşarır.
Ve işçiler bir forum düzenler. Ocağın idaresine el koymaya karar verilir. İşletme, işçiler tarafından yönetilmeye ve üretim yapmaya devam edilir.
Yani işçi, ocağı kendi malı gibi değerlendirmeye başlamıştır. Ve de bu Türkiye işçi hareketinde bir ilk olmuştur. Aslında bu, fiili bir "özyönetim"dir.
Yönetim ve üretim işçilerin oluşturduğu bir konsey tarafından yürütülür. İşçiler bu konseye "ihtilal konseyi" adını vermişlerdir.
Ancak hareket, sendika temsilcisi ve doğal bir işçi önderi olan Mehmet Kocatüfek ve öncü işçilerin insiyatifi ile başlamış ve gelişmiştir.
-Üretime el koyma ve satışı denetleme birlikte yürütülür.
-Vardiyaları biten işçiler, siloların başında nöbet tutarlar.
-Satış kontrol altına alınır, peşin ödeme yapmayanlara kömür verilmez.
-O gün devlet işletmesi olan Çorum Çimento Fabrikasına, diğer özel ve tüzel kişilere veresiye verilen kömürler durdurulur.
-Gelirinden madenin giderleri ile borçlar ödeneceği için üretim artar, çalışmayan ocaklar çalıştırılır.
-Toplanan gelir bloke edilir. Ama öncelikle işçilerin ücretleri ödenir.
***
Bu arada sendika temsilcileri, birkaç kez Başbakanla görüşürler. Bir sonuç alamazlar. Sonuç alınmadığı sürece de işgalin devam edeceğini söylerler.
Ancak 16 Temmuz 1969 günü, Ankara'dan getirilen jandarma birliği saat 18'de müdahale eder. İşletme jandarmanın kontrolüne alınır. Öncü işçiler hemen işten çıkarılır.
Ertesi gün işçiler işe başlamazlar. İşten atılan 13 işçinin işe alınmasını ve taleplerinin karşılanmasını isterler. Ancak tüm ocaklar ve Alpagut tepeleri jandarma tarafından kuşatılmıştır. İşçiler çıkarılmakla tehdit edilir.
Sonuçta Maden İşçileri Federasyonu Genel Başkanı ve Türk-İş 6.Bölge Temsilcisi Kemal Özer'in girişimi ile direniş sona erer. İşçiler işbaşı yaparlar.
***
Ve 13 Haziran'da başlayıp 17 Temmuz'da fiilen sona eren, tam 34 gün süren bu "özyönetim", Türkiye işçi hareketinde bir ilk olarak "Alpagut Olayı" adıyla yerini alır.