“BİZ İZZETLİYİZ ONLAR ZİLLET” HEZEYANI

Ab. İbni Selül kendi hizmetinde olan ve dövülen hizmetçisinin de teşvikiyle olayı bir gurur meselesi yapıp R.SAV.e de içinde bulundurduğu kini kusmuş, ordunun içinde fitne çıkarıp R.SAV.e karşı isyan ettirmek kastiyle adamlarına karşı “Besle kargayı oysun gözünü”, “besle köpeği yesin seni” gibi sözler etmiş. Ensara, Medineliler’e “Sizler bu muhacirlere ev, ocak, tarla verdiniz. Kucak açtınız onlara. Onlar istedi diye harbe katılıyor, çocuklarınız yetim, hanımlarınız dul kalıyor” gibi asi tavırlar sergiliyor. Medine’ye varınca, Hz. Muhammed SAV.i ve muhacirleri oradan süreceğiz. Biz izzetliyiz onlar zillet gibi hezeyanlar savuruyor. Bu adi sözleri dinleyen sahabilerden Zeyd. B. Erkam olayı R.SAV.e haber veriyor. Efendimiz Zeyd’e “Bu söylediklerin bir isyan işaretidir. Doğru mudur, emin misin, yanlış duymayasın?” gibi Zeydi ikaz ediyor. Zeyd aynen böyledir diye emir ediyor. R.SAV. münafıkların başı İbni Selül ile Zeyd’i karşı karşıya getirip yüzleştiriyor. Korkak münafık ibni Selül durumu inkar edip kendisine Zeyd’in iftira attığını söylüyor. Durumu seyreden Hz. Ömer, “Ya Resulallah izin ver bu münafığın kellesini uçurayım. Bunun fitnesi açık” diyor. R.SAV. bu olayı kapatıyor ve orduyu Medine’ye gitmek üzere hareket ettiriyor.
Sahabiler R.SAV.e neden geri dönüyoruz dediklerinde R.SAV. olayı görüyorsunuz, buyurdu. Bunun üzerine sahabiler “Bu adamın, İbni Selül’ün işi fitnelik. Medine’den ne zaman isterseniz onu çıkaralım” dediler. İbni Selül’ün imanlı ve mütteki oğlu, Hübab (R.SAV. sonra onun adını Abdullah koydu) olayı duymuş. R.SAV.in huzuruna gelmiş. Babası İbni Selül adına özür dilemiş. “Emret, babamın kellesini önüne koyayım” demiş. R.SAV. “Asla babana asi olma, dua edelim ıslah olsun” demiş. Hubab oradan ayrılıp babasına geliyor. Ve olayı anlatıyor. “Sen R.SAV.’e haşa zelil demişsin, esas zelil sensin. Aziz olan R.SAV.dir. Eğer gidip Resulallah’tan özür dilemezsen yemin ediyorum senin kelleni vücudundan ayırırım” diye tehdit ediyor ve bu adi münafık huyundan vazgeçmiyor. Ama R.SAV.den özür diliyor.
Sonra Medine münafıklarının başı olan İbni Selül bütün fitneliklerine devam ediyor. Uhut harbinde tam harbin şiddetli anında Müslümanların galip geleceğini anlayınca 300 askeri ile ordudan ayrılıyor ve Müslümanlara ihanet ediyor. Sanıyoruz oğlunun hatırına bu da hoş görülüyor. Bu olaydan önce İbni Selül’ün hakkında münafıkün suresi 8. ayeti nazil oldu. Böylece İbni Selül’ün açıkça münafıklık yaptığı tescil edilmiş oldu. Esas rezil ve zelil olanın İbni Selül, aziz olanın da Hz. Muhammed SAV. olduğu açıklanmıştır.
Mücadele Suresi ayet 20-21’de de onların zelil kimseler oldukları vahyi ilahi ile R.SAV.e bildirilmiştir. Daha sonra yine bir seriyye ufak harpte İbni Selül Hz. Ayşe-i Tahire annemize zina suçu ile iftira ettirmiş, ayarladığı adamları ile orduya dedikodu yaydırmıştır.
R.SAV. çok çok üzülmüş. Bu iftira olayı da gece yolculuğu sırasında orduda bulunan Hz. Ayşe annemiz ordunun gerisinde devesinin üstünde iken ihtiyaç nedeni ile iniyor. Orada gece karanlığında gerdanını düşürüyor. Onu bulacağım diye bir müddet ordudan ayrılmış, geç kalmış oluyor. Bu olayı diline dolayan münafıklar Hz. Ayşe annemizin devesini çeken kişi ile zina iftirası yapıp dedikodu yayıyorlar. 20 gün sonra ulu Allah bunun bir iftira olduğunu 20 satırlık Kur’an ayetleri ile haber veriyor. Ama R.SAV. Hz. Ayşe ve Ayşe annemizin babaları Hz. Ebubekir çok üzülüyorlar. Hz. Ayşe annemiz üzüntüsünden yataklara düşüyor. Neticede yüce Allah onun pak olduğunu bildiriyor. İftiracılara had, ceza vuruluyor.
SÜRECEK