CENNET MÜJDESİ, CEHENNEM KORKUSU
İÇİN DEĞİL, HER İŞ ALLAH İÇİN YAPILMALI

Bunun binlerce örneği vardır. R.SAV. “İnsanlar benim yaptığımı yapabilselerdi, kuşlar gibi göklerde uçar, melekleri görür ve onlarla dost olurlardı” buyurmuştur. Hz. Davut, kızgın demiri eliyle döver, oğlu Hz. Süleyman hayvanatın, haşeratın, rüzgarın dilini bilir ve onlara hükmederdi. Bunlar hep ayettir. Nar, ateş, İbrahim’i yakmadı. Bıçak İsmail’i kesmedi. Hz. İbrahim’i yakarak öldürmek isteyen Babil Kralı Nemrut’u bir topal sivrisinek burnundan girip beynine yerleşti ve orada Nemrut’un beynini kemire kemire öldürdü.
Her şey Allah’ın kudreti emrindedir. Ey insan, Allah’a itaat et, onu tanı ve rahmetine sığın. Başka kurtuluş yoktur. Genel manada yaşanmış olağanüstü hallerden sizlere sunduktan sonra dönelim İbrahim’i Ethem’in olayına:
Denizin kenarında oturup abasını diken İbrahim Ethem’i, kendi emiri tanımış, O’nun yurduna geri dönüp başlarına yeniden padişah olmasını istemişti. O sırada abasının yırtıklarını söküklerini diken iğneyi denize attı ve balıklar yüzlercesi ağızlarında altın iğnelerle sahile geldiler. Benim iğnemi al diyorlardı. Bu durumu seyreden emir, hayretler içindeydi. İbrahim Ethem hazretleri, “Bak emirim, şimdiye kadar ben insanlara hükmeden bir padişahtım. Şimdi ise hayvanlara balıklara hükmetme nimetini Allah bana ihsan etti. Şimdi benim yerimde sen olsan Belh Sultanı mı olmak istersin, Allah’ın sevdiği sultanı mı olursun?” dedi ve “Valideme selam söyle”...
Bu saltanatı elde etmek öyle yazıldığı gibi kolay bir iş değildir. Şimdi ismi aklıma gelmedi. Allah dostlarından birine sormuşlar. “Allah’a en kolay yoldan nasıl varılır?” O mübarek te, “Kolay, iki adım atacaksın, üçüncüde cennettesin” demiş. “Bu nasıl olacak?” sorusuna ise, “Birinci adımda dünyadan, ikinci adımda ahretten, yani cennetten vazgeçeceksin, üçüncüde Allah’a ulaşırsın” karşılığını vermiş.
Biraz evvel serüveninden bir parça anlattığım Pehlülü Birdane, eline bir kazma bir kürek almış giderken, birisi ona sormuş. “Nereye Pehlül?” “Cennet ile cehennemi yıkacağım, niye, insanlar yaptıklarını ya cehennem korkusu ya da cennet müjdesi için yapıyorlar. Onları yıkayım da insanlar işlerini Allah için, Allah rızası için yapsınlar” demiş.
Demek ki, her iş Allah için yapılmalı. Ulu Allah’ı hoşnut etmelidir. Gerisi tamamdır.
HİKMET KİME VERİLMİŞSE, O KİŞİYE EN BÜYÜK NİMET VERİLMİŞTİR
Hikmet kelimesi Arapça bir kelimedir. Her dilde olduğu gibi Arapça’da da aynı manayı ifade eden birçok kelime bulunduğu gibi, bazı kelimelerin birçok manaları ifade ettiği de bir hakikattir.
Bu husus en çok da Arapça’da bulunmaktadır. Mesela, rahmetli hocam eski Çorum Müftüsü merhum Mustafa Özel’den duymuştum. Deve anlamına gelen ondan fazla kelime saymıştı. Hikmet kelimesinin de birçok anlamı vardır. En belirgin bilinen anlamı; herşeyin hakikatini olduğu gibi bilmek ve ona göre gereğini yapmaktır.
Bu işte bir hikmet var dendiğinde bu işte bin incelik, ilginç bir nokta var demektir. Kur’an-ı Kerim’de birkaç yerde geçmektedir. Örneğin, Bakara Suresi 269. ayette “Vemen yü tel hikmete fegat ütiye hayran kesiran” Yani her kime hikmet verilmişse, ona çok hayır verilmiştir. Zaten yazımızın başlığı da bunu ifade etmektedir. SÜRECEK