AHMAK DOSTTAN AKILLI DÜŞMAN YEĞDİR

Hatırlanacağı üzere geçmiş makalelerimizin birinde aklın önemine, sırrına dair bilgi verilmişti. Aynı makalemde aklın en büyük nimet olduğuna, aklı olmayana hiçbir suç yüklenemeyeceğine ve ceza verilemeyeceğine dair malumat sunulmuştu.
Makalenin başlığı olarak “akıllı düşman ahmak dosttan yeğdir” derken, akıl nimetini kullananlar için bu böyledir. Yoksa kullanılmayan akıl pek fazla işe yaramıyor demektir. Akıl da ilim gibidir. Çalıştırıldıkça çoğalır. İlim de öyledir, harcadıkça çoğalır. Mal ve para ise bilhassa yersiz harcanırsa azalır.
Konuştuğun insan, hem dostluğu hakiki olacak ve hem de akıllı olacaktır. Ahmak dost insana daima zarar getirir. Bundan dolayı akıllı düşman, ahmak dosttan iyidir denmiştir. Düşmanın akıllı diye tedbir alırsın ve korunursun. Ahmağa dostum der, tedbirini almazsan zarara uğrarsın. Mevlana hazretleri Mesnevi’nin 7. cilt 600.-650. sayfaları arasında bu konuya ait ibretli hikaye ve misaller veriyor. İşte onlardan birisi şudur: Yılanın tuzağa düşürdüğü bir ayıyı kurtaran kimsenin hikayesidir.
Ayının birisi ormanda uyuyordu. Büyük bir boğa yılanı ayıyı iyice sarmış sarmalamış ve bunaltmıştı. Aslan yürekli bir kişi durumu gördü. (Beyit 5879-6041 arası) Aslan yürekli kişi ayının acıklı halini gördü. Kendi hayatını tehlikeye atarak ayıyı yılanın tasallutundan kurtarmak için onun imdadına koştu. Hakkın rahmeti zulüm görenlerin üzerinedir. O mazlumu, darda kalanı kurtarmamak ta bir zulümdür. Bu insanlığın ve İslamlığın bir gereğidir diye düşündü. Burada amaç Allah rızasıdır. Su nerede çukur bulursa oraya akar. Dert nerede ise derman oraya koşar. Her şeye doyulur ama Allah’ın rahmetine doyulmaz. Dertliler, hastalar inler, inlemek dertlinin sermayesidir.
Hz. Mevlana bir konuyu anlatırken yan bilgiler veriyor. Konu içinde konuya giriyor. Böylece asıl mevzudan uzaklaşılmış zannedilse de neticede ara bilgilerle beslenen ana konu neticeye bağlanıyor. Bu da Hz. Mevlana’nın Mesnevi’deki üslubudur.
Farisi beyitler içinde geçen terimlerin dini istilahları yabancı kelimeleri şarih (açıklayan yazar) onları izah ediyor. Şimdi, burada da Hz. Mevlana yılanın sardığı, öldürmek üzere olduğu ayının ızdırabını anlatmak için darda bunda kalanların hallerini anlatıyor ve merhametten söz ediyor.
Evladı süt çocuğu olan bir ana ve dadı, çocuğum ne vakit ağlayacak ki ben ona süt vereyim diye bekler. Cenab-ı Hakk da, kulum benden ne zaman isteyecekse istesin ben ona vereyim diye kulunun duasını bekler. “Üdüni estecip leküm”. “Bana dua edin, isteyin ki ben duanızı kabul edip isteğinizi vereyim” buyurur. Bu arzu insanın A’dan Z’ye zerreden kürreye hepsini kapsar. Yani en ufak bir ihtiyaçtan en büyük bir arzuya kadar hepsinin vericisi Hz. Allah’tır. Mesela kişi, Yarabbi, beni sabah namazına kaldır diye niyet ve dua etse, Allah onu kaldırır. İlim, mal, mevki, makam, cennet... Rıza isteyenlere de aynı oranda icabet eder. Çünkü o Allah’tır. Rüzgarın esmesi, gürültüsü, yağmur bulutlarını taşıması bizim arzu ve dualarımızladır.
Rüzgar gürültü ile eser, nebatat tohumlarını ilgili yerlere savurur. “Rızıklarınız semadadır” ayeti, Yağmura, buluta, havaya, güneşe ısı ve ışığa delalettir.
Her sebep eserinden yüksektir. Çünkü eser, hayalle, niyetle, sonra amel, işle ortaya çıkar. Çakmak kıvılcıma, kibrit ateşe sebeptir. Gerçek müsebbib ise Hz. Allah tealadır.
Dönelim konuya: Ayı kendini sarıp sarmalayan ejderhadan feryat edince, aslan gibi cesur adam onu kılıcı ile yılanın tasallutundan kurtardı. Cesur adam ejderha olmuş yılanı, hile ve akıl tuzağı ile öldürdü.
Hile ne demek; çaredir. R.SAV. efendimiz darda kaldıklarında harp hiledir, yani bir çaredir buyurmuşlar. Medine’yi 10 bin kişilik bir kuvvetle çevireceklerini haber aldığı Mekke müşriklerine karşı Medine etrafına kilometrelerce uzunlukta hendekler kazdırmış. Bu fikri de çare olarak İran’dan gelme büyük sahabi Selman-i Farisi R.sAV.e anlatmıştır ve bu çare ile aç-susuz aylarca hendekler kazılmış ve başarı sağlanmış. 3000 kişilik Medine ordusu, 10 bin kişilik Mekke ordusunu püskürtmüştür. Harp esnasında hile, düzen, kandırma caizdir. Çünkü ölüm-kalım söz konusudur ve bu zarurettir. Ayıyı yılanın zulmünden kurtaran yiğit kişi de yılanı hile ile altetmiş ve ayıyı kurtarmıştır.
SÜRECEK