“Adalet olan yerde adavet (düşmanlık) olmaz.”
“Biçare dava ağır, hakim sağır, bağır Allahım bağır.” Anonim.
“Geciken adalet, adalet değildir.”
“Adaletsiz memleket mezbahaya benzer.” Clemenceu
“Memleketler kılınçla alınır, adaletle elde tutulur.” Timurleng
“Kılıç istiklalin, adalet istikbalin teminatıdır.” Çin atasözü
“Adaletin atı topaldır, ağır yürür, ama er geç hedefine ulaşır.” Mirabean (Sözler hazinesi, Mustafa Taşcı’dan alınmıştır.)
“Memleketin harabı zulümle, imarı adaletledir.”
“Yer-gök adaletle ayakta durur.”
“Adalet zulmün kılıcıdır.”
“Borçlu için adalet, borcunu zamanında ödemektir.”
“Suç işleyen fil kadar güçlü olsa, hakkı yenen karınca kadar ufak olsa, hakim huzurunda eşit değillerse, o memlekette adalet yoktur.”
“Adalet doğrulukla sağlanır. Ok gibi doğru ol.” (Festekim kema ümirte) Şura 15. ayet.
Adaletle ilgili bu güzel sözleri beyandan sonra, adaletin insanlık için, hatta kainat için ne kadar gerekli olduğunu anlamış oluyoruz.
Fakat kılı kırk yararcasına gerçekleşen bir adalet örneği bu dünyada çok azdır. Gerçek ve hakiki adalet ahirette milyarlarca insanın mahşer halkının huzurunda hak terazisinde milim şaşmaz vaziyette seriul hisap (hesabı hızlı gören) ulu Allah’ın huzurunda olacaktır.
Bu dünyada şu veya bu şekilde az veya çok adaletin engellenmesi mümkün olabilir. Ama mahşerde bu asla mümkün değildir. Başta bedenin azaların olmak üzere yüzlerce melek şahadet -şahitlik- edecektir. İşte gerçek adalet o zaman ortaya çıkacak ve insanlar ulu Allah’ın sonsuz rahmetine sığınmaktan başka bir çare bulamayacaklardır. O gün Allah bize adaleti ile değil, rahmeti ile muamele etsin diye dua ediyor ve adaletle ilgili yazımızı burada noktalıyoruz.
SAF BİR ÇOBANIN ULU ALLAH’A YALVARIŞI
Münacaatı ve Hz. Musa’nın çobanın münacaatı sırasında kullandığı kelimelere bakarak onu hoş görmesi ve Cenab-ı Hakk’ın Hz. Musa’yı uyarması.
Mevlana hazretleri, meşhur eseri Mesnevi’nin 5669-5765 beyitleri arasında bir hikaye naklediyor. Dağda davar güden saf, temiz, iyi niyetli, samimi davranışı olan bir çobanın ulu Allah’ı arayışını ve onun münacaatını dinleyen Hz. Musa A.S. arasında cereyan eden bir olaydan söz ediyor.
“Musa A.S. yolda bir çoban gördü ki (Ey hüda vas ilahi” diye zikredip, tekrarlıyordu ve yalvarışında ulu Allah’a hitaben şöyle devam ediyordu:
“Sen neredesin ey ulu Allahım. Senin hizmetinde bulunayım çarığını dikeyim, başını yıkayıp tarayım.”
“Ey muhteşem ve muazzam olan Allah cc. Senin elbiseni yıkayayım. Bitlerini öldüreyim, önüne süt getireyim, elceğizini öpeyim, ayakcağızını ovayım, uyku zamanı gelince de yatacağın yeri süpüreyim.”
“Ey bütün keçilerim yoluna kurban olası Allahım. Ey benim ‘heyyy, heyy’ diye firakından feryad ettiğim rabbim. O çoban aklının aldığı gibi gerçekte yersiz ama samimi söyleniyordu.
SÜRECEK