Hz. Yusuf Mısır köle pazarında saraydan yüksek bir kişi (Bakan veya Vezir gibi) tarafından satın alınıyor. Karısı Züleyha’ya hediye ediliyor. Yusuf sarayda büyüyor, yetişkin hale geliyor. Lihikmetin –hikmet o ki- Züleyla Hz. Yusuf’a aşık oluyor. Hz. Yusuf ona karşı direniyor. İftiraya uğruyor. Zindana atılıyor. 7 sene zindanda kalıyor. Hz. Allah, Hz. Yusuf’a rüya tabiri ilmini öğretiyor. Bu sayede zindandan çıkıyor. Rüyalarının doğru çıkması, Mısır firavun hanedanına tedbirler sunuyor. Kıtlıklar, bolluklardan haber veriyor. Netice Hz. Yusuf Mısır sarayında hazine bakanı. Hazineler Hz. Yusuf’tan soruluyor. O zaman ortalıkta uzun süren 7 sene kıtlık oluyor. Kardeşleri perişan, aç, susuz, yiyecek için Mısır’a geliyorlar. Yusuf A.S. onları tanıyor ve kendisini tanıtmıyor. Onlara, kardeşlerine izzet ikram ediyor. Bir çok serüvenden sonra Yusuf’un hasretinden ağlaya ağlaya gözleri görmez olan Yakup A.S. ailesi ile birlikte birleşiyorlar. Hz. Yusuf onları affediyor. Kısaca özetlediğimiz bu olay bir insanın ömrünün içinde oluyor. Yani bir ömür böyle geçiyor. İşte bu acı olayların ana sebebi, Yakup A.S.nin 10 oğlunun kardeşleri Hz. Yusuf’u çekememeleri, onu öldürecek kadar hırs ve tamaha kapılıp haset etmeleri oluyor. Yani Hz. Yusuf’un başına gelenlerin ana sebebi hasettir. Hatta bu kıssayı anlatan alimler, işin özünü anlamak için “Yusuf’u kardeşleri, kuyuya attılar. Babalarına kurtlar yedi diye bühtan attılar. Sonra köle diye Mısır’a sattılar. Allah Yusuf’u Mısır’a sultan etti. Yusuf A.S. kardeşlerini affetti. Allah ta sizi affetsin” derler.
Mekke müşriklerinin özellikle o tarihlerde Mekke’yi yöneten Ebu Cehil Ümeyye b. Halef Velid b. Muğıre gibi azgın müşrikler, R.SAV.in peygamberliğini ay gibi, güneş gibi ayan beyan biliyorlardı. Sırf makam, mevki, dünya sevgisi yoluna Hz. Muhammed S.A.S.e hasetleri sonucu iman etmemişlerdir.
Bu uğurda R.SAV.e yapılmayan zulüm kalmamıştır. Kaç kez suikast yapmışlardır. Kiralık katiller tutmuşlardır. Ulu Allah “Vallahü yağsümüke minennasi” (Maide 67. ayet) yani, “Ey Habibim, Allah seni insanların kötülüklerinden koruyacaktır, endişe edip üzülme” buyurmuştur. Ve Mekke’nin fethi ile azılı düşmanlar bertaraf edilmiş. Birçokları, harplerde can vermiş, birçokları sonradan müslüman olmuşlardır. Hatta Mekke’nin fethi günü, daha önceden haklarında ölüm fermanı çıkarılan azılı teröristler bile, R.SAV. tarafından affedilmişlerdir. Hatta o kadar ki, Mekke fethedilmiş, Kabe putlardan temizlenmiş, R.SAV. Kabe’yi tavaf ederken bir suikastçi hançeri ile R.SAV. takip ediyor. R.SAV.e Cebrail durumu arzetmiş olmalı ki, geri dönüp adama “kalbindekinden vazgeç ve tevbe et, Allah’ın izni olmadan beni öldüremezsin” buyurunca, adam şaşırıyor. Adamın kalbini eliyle R.SAV. mest ediyor ve kişi sükuna eriyor, iman edip saadete eriyor. İsteseydi R.SAV. kendini öldürmeye kast edeni hemen öldürebilirdi. Ama affetti. Yarabbi ne yüce bir peygamber. Derya gibi şefkat, okyanus gibi affı var.
İslam tarihinde zuhur eden temeli istememezlik ve çekememezlik olan hasetin yıkımlarına kısaca değindik.
Netice olarak özetlersek:
-Haset daha çok benzer işleri yapan insanlar arasında, yakın dost, kardeş, esnaf, yani aynı meslek grupları arasında daha çok olur. Komşular arasında, gözü komşunun dükkanındadır, kim giriyor, kim çıkıyor, öyle dikizlerler. İşte bunlar hasettendir.
-Belli bir yerde yaşayan insanlar arasında görüş farklılığı olanlar arasında, haset daha çok olur. Önce sevimsizlik, sevgi noksanlığı, sonra nefret, sonra kin, nazar ve düşmanlık. İşte bunların anası hasettir.
Kardeşler, gelinler, amca, dayı, yeğen, yani yakınında olanlar daha çok haset ederler. Uzak olanlar, birbirlerini devamlı görmediklerinden haset fazla olmaz. Alim alime, hoca hocaya, imkanı az olan zengin olana haset eder. Yani ana sebebi menfaattir.
SÜRECEK