ALLAH’IN SONSUZ KUDRETİ KARŞISINDA İNSANIN ACZİYETİ VE EBREHENİN HEZİMETİ (İBRETLİ OLAY)

Dünya tarihine baktığımızda, yaratılış gayesini yok sayan, yaşamı sadece dünya hayatından ibaret zanneden ve bütün gücüyle dünya, geçici dünya zevklerinin peşinden koşan, egolarının tatmini için zulümle, haksızlıkla, binlerce insanın kanına giren zalimler gelmiş ve geçmiştir.
Özellikle dünyayı yönetenlerin bunca tekerrür eden olaylardan ibret almamaları dikkat çekicidir. Aynı hataya düşmeleri çok acıdır. Dünya hırsı, Hz. Adem’in oğlu Kabil’in haksızlığıyla Habil’i öldürmesi ile başlayan kavga zannederim kıyamete kadar gidecek gibi görünüyor.
Yüce Allah bu haksızlıkları ve zulmü kaldırmak hak ve adaleti yeryüzüne hakim kılmak için adına din denilen ilahi sistemini peygamberleri vasıtasıyla insanlığa sunmuş, ne yazık ki insanların çoğu bu ilahi rahmetten yeterince yararlanamamışlardır. Ne gariptir ki, isyan ve tuğyan eden kavim ve milletleri ikaz için ulu Allah birçok musibetler, hatta belalar göndererek nicelerini yok etmiş, kimisini suda boğmuş, (Hz. Nuh’un kavmi gibi) kimisini yel, kimisini sel almış, kimisini yere batırmış, kimisini Kızıldeniz’de boğmuş (Firavun gibi) kimisini yerin altına geçirmiş (Lut kavmi gibi). Daha niceleri Nemrud-Şeddat, Karun ve Ebrehe işte bu makalemizde Kabe’yi yıkmaya gelen Ebrehe’nin acıklı ve ibretli olayını anlatarak okurlarımıza hem bilgi sunmuş, hem ibret alınarak imanımızı kuvvetlendirmiş olacağız.
Malum olduğu üzere Kur’an-ı Kerim’in 105. suresi Fil suresidir. Kabe’yi yıkmak üzere fil ordusu ile gelen ve karşısında bir tek muhalif asker olmadığı halde sırf Kabe’yi yıkıp yok etmek üzere Mekke’ye gelen, (R.SAV.in doğumundan 40 sene önce) Ebrehe ve ordusunu mahveden olayın gerçek hikayesidir. Evvela fil suresinin ayetleri ki 5’dir. Anlamını verelim, sonra olayı anlatalım:
-Esirgeyen, bağışlayan Allah’ın adıyla.
-(Ya Muhammed S.A.V.) Rabbin fil sahiplerine neler etti görmedin mi. (Bu olayı görenlerden bazıları R.SAV. peygamberliğinde hayattaydılar)
-Allah onların kötü planlarını boşa çıkarmadı mı?
-Onların üstlerine ebabil kuşlarını göndermedi mi. (Kuş ordusu ile fillerden oluşan Ebrehe’nin ordusunu yok etmedi mi?)
-O kuşlar, (askerlerin-fillerin) onların üzerine ateşte pişirilmiş kızgın taşlar atıyorlardı.
-Böylece Allah koskoca fil ordusunu yenilip-içilmiş, çiğnenmiş, yok olmuş ekin tarlasına çevirdi.
Ehlinin malumudur ki, R.SAV.in doğumundan 40 yıl kadar önce Yemen’de Himyeri Devleti hüküm sürüyordu. O zaman Yemen halkı, hatta Arabistan iki ana din var. Birisi Hıristiyanlık, birisi Yahudilik. Çoğunluk böyle. Himyeri hükümdarlarından Zû Nüvas Yahudi dinine girmiş. Yemen’in Necran bölgesinde yaşayan Hıristiyanlara eza cefa etmeye başlamış. O zaman Yemen Habeşistan’a bağlı yönetiliyor. Habeş resmi dini Hıristiyanlık. Necran Hıristiyanlarını kurtarmak için Rum kayzerinin, İstanbul Doğu Roma İmparatorluğu tavsiyesi ile Habeş Necaşisi -Habeş krallarına Necaşi denir- Yemen’e bir ordu gönderdi. Bu ordu Aden Körfezi’nde Zû Nüvası mağlup etti. Zû Nüvas atını denize sürdü ve boğuldu.
Habeş ordusundan komutan Erbat Habeş’in Yemen valisi oldu. Sonra ikinci komutan Ebrehe ile arası açıldı. Harp sonucu Erbat öldürüldü. Yerine Ebrehe denen adam Necaşi tarafından Yemen Umumi Valisi oldu. Bu adam çok hırslı, zeki birisiydi. Yemen valiliği ile yetinmeyip bütün Arabistan’ı Anadolu’ya kadar ele geçirip hakim olma hırsına kapıldı. Bunun için planlar hazırladı. İnsanların dikkatini Yemen’e çekmek, bütün Arap halkını Yemen’e, Sana’ya bağlamak ve Yemen Saba Melikesi gibi nam ve şahdar bir kral olmak istiyordu. Bunun için ilk önce Sana’ya muhteşem bir Kilise yaptı. Bu kilisede Yahudiler, Hıristiyanlar, putperestlere geniş yer ayırdı. Fakat öyle bir bina ki o zaman yeryüzünde bir benzeri yok. Maksat orasını Arap halkının kıblesi yapmak. Bunun için Kabe’nin yok olması gerekli. Bunu aklına koydu.
Ebrehe “Cumhuriyet tarihinin en büyük müfessiri olan M.Hamdi Yazır, bu kilise için “Hak dini Kur’an dili” adlı muazzam eserinde şöyle dipnot düşmüş. Bu kilise -Kuleys- çok yüksek çok uzaktan görülebilen, yüksek kubbe ve kuleleri olan mermerlere altın nakışlar işlenerek akıl almaz güzellikte müzeyyen-ziynetli bir yer. Buranın yapımında binlerce, onbinlerce Yemen’li, köle gibi angarya olarak çalıştırılmış. Belkıs’ın sarayından nakledilen mermerlerle yapılıyordu. Binanın içine altından minberler, kürsüler, kıymetli taşlardan akıl almaz süslemeler yaptırmıştı. Orada çalışan işçilerden güneş doğmadan önce işe başlamayanların ellerini kestiriyor, halka korku salıyordu. Zalim bir yönetici idi Ebrehe. Maksadı bu kilisenin yapımına, şaşaasına insanların merak ve ilgisini çekmek, Kabe yerine bu kiliseyi ikame etmekti.
SÜRECEK