İBADET ADINA, NE EKERSEN ONU BİÇERSİN,
NE VERİRSEN ELİNLE O DA GİDER SENİNLE

Beşinci şefaatleri: Yüzbinlerce Müslüman cennete girmişlerken, R.SAV.in şefaatleri ile dereceleri yükselecektir.
Altıncı şefaatleri: Bazılarının imansız olarak öldükleri halde, peygamberimize sevgileri olan ama iman etmeden ölmüş olanların zaman zaman azapları hafifleyecek. Bunların kimler olduğu ihtilaflı olup, Yahudi, Hıristiyan veya Allah’ı tanıyıp peygambere inanmayanlar denmiştir.
Yedinci şefaatleri: Medine civarında vefat edenler. R.SAV.in kabrini ziyaret edenler, ki bunlar;
“Menzare kabri, Bağde vefati
Kaneke men zareni – fi hayati,
Vecebet lahü şefaati, mabeyne kabri veminberi, minriyazil cennet.”
Yani; ümmetimden kim ki ben öldükten sonra kabrimi ziyaret ederse, beni hayatımda ziyaret etmiş gibidir. Kim benim kabrim ve mimberim arasında namaz kılarsa, şefeatim onlara vaciptir. Çünkü orası cennet bahçelerinden bir bahçedir.
Rabbim şefaatini o kadar ihsan edecek ki, “Eşfeu ümmeti yahadini eradıyte ya Muhammed.” Rabbim razman ya Muhammed SAV. diyecek, ben de; Razıyım yarabbim diyeceğim.
Vallahi ümmetimden kalbinde hardal danesi kadar imanı olanı cehennemden çıkıp alacağım. Cehennemde ümmetlerimi çıkarmadan cennete girmeyeceğim.
Demek ki; birinci derecede, mutlak iman şart. Din ve dince kutsal sayılan herhangi bir kuralı inkar İslam’ı inkardır. İnkardan ateşten kaçar gibi kaçacağız. Bu çok önemli iman olmadan cennet değil kokusu bile yoktur. Şefaate layık olabilmek için, R.SAV.i Allah’tan sonra en çok sevecek, yoluna baş koyacağız ve bunu ibadet, ahlak ve faziletlerimizle isbat edeceğiz.
Salavatı şerife; R.SAV. ile iletişimimizi asla kesmeyeceğiz. R.SAV.in dışında bizlere şefaat edecek olanlar enbiya, ulema, arifler, Kur’an ve onu harfiyyen hayatında yaşayan hafızlar. Diğer peygamberler de ümmetlerine şefaat edeceklerdir. Bu şefaatla ilgili yazımıza Nisa Suresi 69. ayetle son verelim;
“Kim Allah’a ve resulüne iman eder, itaat eder, inancını yaşar ve bu hal üzere imanla ölürse, Allah’ın kendilerine lütufta bulunduğu nebiler, sıddıklar, şehitler, salihlerle onları cennete kor ki, bunlar ne güzel dostlardır.
Netice; Ne ekersen onu biçersin. Ne verirsen elinle, o gider seninle. Bunun bir de hikayesi var. Onu da başka yazımızda anlatalım.
ZALİMLERİN SONU
Zulümle abat, mutlu olunmaz. Zulüm ile abat olanın ahiri kahri de berbat olur.
“Hak kulundan intikamın kul ile alır. Bilmeyen ilmi kedünni onu kul yaptı sanır.”
Zulüm, haksızlık, başkasının hakkını zorla gasp etmek, haksız yere kendi dışındakilere eziyet etmek, onların ışıklarını, hayatlarını karartmaktır. Zulüm aslında karanlık demektir. Zulmetin zıddı, nurariyettir. Aydınlıktır. Hiç kimsenin ahı kimsede kalmaz. Zaman geçer, devran döner, döner dolaşır gelir zulüm sahibinin ayağına dolaşır.
SÜRECEK