MEVLANA’NIN DİLİNDEN
HZ. MUSA VE FİRAVUNUN KISSASI

(Mesnevi Beyit 8558-9259 arası) (Tarihül Mevlevi, Mesnevi şerhi 9. cilt sh. 215-3325 arası)
Bu yazımızda Kur’an’ı Kerim’in ilginç kıssalarından, hakikat olaylarından Hz. Musa AS. ile Tanrılık iddiasında bulunan Firavun’un (Mısır krallarına verilen isim) mücadelesini, Hz. Mevlana’nın dilinden ve günümüze adapte ederek aktaracağız. Sanıyorum çok ilginç bulacak ve zevkle okuyacaksınız.
Hz. Musa AS. Dinini ispat için en çok mucize (olağanüstü hal) gösteren resul –büyük nebi- bir peygamberdir. Hz. Musa’nın hayatı sonu kestirilemeyen ilgi çekici olaylarla doludur. Bu olayları insanlar 8 bin sene önce ne ile uğraşmışlar, hala bunlar bugün de geçerli mi o günün düşüncesi bugün şekil mi değiştirerek ortaya çıkıyor? Din duygusunun Hz. Adem’den beri var olduğu ve kıyamete kadar da var olacağı gibi konuları ihtiva eden ve müphem –kapalı- sorulara zahir –açık, net- cevapları arayacağımız bir yazı olacaktır. Hz. Musa AS. ve Firavun kıssasını sunmadan önce bundan 6 veya 8 bin sene önce olmuş olayların Kur’an’da zikredilmesinin hikmeti nedir? Kur’an ayetlerinin muhteviyatı, konularak çeşitleri ile ilgili açıklayıcı ve yazıya ışık tutucu bilgilerin sunulması gerekmektedir.
Kur’an’ı Kerim genel anlamda insanlığın dareyn –dünya ve ahiret mutluluğunu- hedefler ve bu hedeflere insanları ulaştıracak yolları, kuralları açıklar ve bildirir. Bunları da umumi söylemek gerekirse, itikat –inanç- ibadet ve ahlak –etik kurallar- diyebiliriz. Kur’an’da itikat iman esaslarını bildiren ayetler, beşeri münasebetleri düzenleyen hukuk kuralları ahlaki görevlerimizi düzenleyen etik kurallar vs. konular vardır.
Bir de geçmiş milletlerin aynı konulara karşı tutumlarını olumlu veya olumsuz olarak yaşanmış, ibret dolu kıssalarını, yaşanan olayları bize aktaran ayetler vardır. Genel anlamda bunlara kıssa denir. Bu kıssaların en ilginçleri, Hz. Adem, şeytan, Habil-Kabil, Hz. Nuh ve kavmi Hz. İbrahim ve Nemrut, Hz. İbrahim ve oğlu Hz. İsmail’in, Yakup, Yusuf kıssası. Musa AS. ve Firavun, Hud, Şeddat, Lut ve kavmi vs. gibi kıssalardır. Kur’an’da 5 bin küsur tahminen dörtte biri bu geçmiş milletlerin durumunu bize aktaran ayetlerden oluşmaktadır.
Bu da şunu gösteriyor ki, bu konu çok ciddi bir husustur. Çünkü okunduğunda görülecektir ki, aynı serüven tekrar tekrar yaşanmış. Başka zamanlarda başka bir şekilde ortaya çıkmış ve geçmiş peygamberler bu inançsızlıklarla mücadele etmişlerdir. Ne yazık ki, insanoğlu bunca çabaya rağmen din gerçeğini hakkıyla kavrayıp mutluluğun yollarını arama yerine ona sırt çevirerek isyan yolunu tutmuşlar ve onun için de aynı olaylar defaatle şekil değiştirerek her zaman yeniden sahneye çıkmışlardır. Sanırım bu kıyamete kadar sürecektir. Geçmiş geleceğin aynasıdır. Görünen odur. Yoksa yüce Allah 6 bin küsur ayetten oluşan koca Kur’an’da 1500’den fazla ayetini geçmiş ümmetlerin halini bize bildirip ibret almamızı istesin. “Tarih tekerrür ediyor, ibret alınsın diye, ibret alınsaydı tarih tekerrür eder miydi?”
İşte bu kıssaların özeti de budur. Şimdi böyle bir giriş yaptıktan sonra gerçek dikkatle okuyup çok ilginç bulacağınızı umduğum Hz. Musa ve Firavun’un kıssasını size Mevlana hazretlerinin dili ile arzedeyim.
Allah’ın kesin sözü olan ayetlerle anlatılan hususlardır. Okurken bu hususlar gözetilmelidir.
Böyle şey olur mu, demek çok yanlış olur. Unutmayınız ki ulu Allah; bir şey murat edip ol derse, hemen o şey olur. (Yasin suresi son ayet) SÜRECEK