Allah’tan rızık genişliği iste (çalış-çabala) ama istediğinden oranda ona ulaşamazsan üzülme. Senin için hayırlı olan odur. Gam ve kederler, olmayacak istek ve arzulardan doğar. Onların sahibi olan kimseler şeytanın avı ve hedefidir. Hz. Mevlana burada hayvanların dilini öğrenmek için Hz. Musa’ya yalvarıyor. Hz. Musa o zatın şahsında bizlere altın öğütler sunuyor ve olmayacak arzuların peşine düşmek kedere düşmeye talip olmaktır. Dertsiz başını derde sokma diye bizlere mesaj veriyor.
Kil, çamur yemeye alışmış insanlara, şekeri balı tatsız bulurlar. Tiryakilik beladır başa. Şu da insanların tabiatında yapısında vardır. Hiç kimse aza kanaat etmek istemez. Çoğa da doymaz. Dünyayı heybesine koysan ölürken gözü açık ölür. Çünkü göz doymamıştır. İnsanoğlu önceleri, okusam adam olsam, bir iş sanat sahibi olsam, az ir varlığım olsa başımı sokacak bir kulübem olsa derken, dairem olsa, apartmanım olsa, otomobilim olsa, markası modeli şu olsa diye hayal deryasında yüzer. Bunlar azar azar oldukça da iktifa etmez. Ölünceye kadar bu mücadele bu arenada devam eder. Bedava günaha girre. Kedere düşer, kanaat etmez. Vakıa bu arzular kişiye motor gücü verir. Onu motive eder ama ölçüsünü bilerek yapana.
Hz. Musa hayvanların lisanını bilme arzusunda olan kişinin şahsında bizlere bu öğütleri veriyor ve o kişinin arzusunun tahakkuku için Allah’a dua ediyor. Hz. Allah, “Ya Musa, o kuluma arzusunun bir kısmını ver. Bazı hayvanların dilini ona öğret” buyuruyor. O kuluma hayvanlarını dilini öğretmekle ona bir ilim veriyorsun ya Musa, o adamın eline verilen bir kılıç gibidir bu. Bu kılıçla, ya gazi, ya şehit veya eşkiya olur. Bu onun iradesine bağlıdır. Bak gör ki, hayvanların lisanını öğrenince, ona şükür mü edecek, nankörlük mü yapacak, itaat mi edecek, isyan mı edecek seyret. Biz nimeti veririz, o kul iradesi ile onu iyiye veya kötüye kullanır. İşte sorumluluk hesap ve kitap buradan doğar. Allah meleğe bir sual sormaz. Niye? İradesi yok. Allah aya güneşe dünyaya niçin döndün, aydınlattın demez. Çünkü ezeli irade ilahi ile hareket eder. Kendilerinin bir iradesi yoktur. Deliye sorgu yoktur, niçin, aklı ve iradesi yoktur vs. gibi.
Çünkü ahirette cennette ve cehennem aslında boş bir yerdir. Herkes kendi götürdüğü ateş ile cehennemi, kendi götürdüğü hayır, hasenat ve sevaplarla cennetini kendi nimetle doldurur. Bu bakımdan insana verilen en büyük sermaye ömrüdür. İradesini iyiye kullanarak ömrünü, dünya ve ahiret için kazançlı yönde değerlendirmelidir. “Men amile salihan felinefsih vemen asae fealeyha” Fussilet 46. Kim iyi bir iş yaparsa kendi lehine, kim kötülük yaparsa kendi aleyhinedir. Hz. Musa hayvanların dilini kendisine öğretmesi için ısrar eden kişiye, hayvanların lisanını bilmekle başına gelecek belalardan korunması için gereken bütün önerileri sun, onu vazgeçir, geçmezçse ona hayvanların lisanını öğret buyuruyor.
Hz. Musa bu emir üzerine adama ey hayvanların lisanını bilmek isteyen kişi, allah isteseydi bir fayda olsaydı, bunu insanlara öğretirdi. Demek ki fayda yok. Çünkü maide suresi 101. ayette, “Ey iman edenler, Allah’ın size yüklemediği şeyleri ondan istemeyin. Eğer onu size verir açıklarsa fenanıza gider” buyuruyor.
R.SAV. Hac emri gelip Hac farz olunca, sahabiden sürekabin malik “ya resulellah, her sene mi” dedi. R.SAV. ses çıkarmadı. Adam ısrar ediyordu. R.SAV. hayır dedi. Böyle lüzumsuz sözleri sözleri söylemeyin. Eğer evet deseydi, hac her sene farz olurdu ve buna gücünüz yetmezdi. Onun üzerine bu ayet nazıl oldu.
İnsanlar da kendi arzularında lüzumsuz, ilgisiz merak ve vesvese doğuran sualleri sormaları caiz değildir. Çünkü bu sorular insanları zora sokar. Belki yalan söylemeye zorlayabilir. Açıklasa kendisine zarar, açıklamasa sorana cevap lazım, o bakımdan olmayacak şeyleri sormak istemek iyi değildir.
SÜRECEK