Bir kimsenin Hz. Musa’dan hayvanların ve kuşların dilini kendisine öğretmesini istemesinin hikayesi:
Vesvese meraktan doğar. Acaba ne idi, nasıl idi, ne olacak, nasıl olacak, olacak mı, olmayacak mı vs. gibi sorular insanoğlunun zihnini daima kurcalayan, onun zihnini meşgul eden hususlar, daima insanoğlu ile beraber varolmuştur.
İnsan daima bilinmeyeni bilmek, görünmeyeni görmek istemiş ve hususta birçok çabalar sarfetmiştir. Büyü, sihir, fal, yıldıznameler, burçlar vs. buradan doğmuştur. İstikbale, geleceğe ait bilgileri ve kaderlerini öğrenmek istemeyen kimse yoktur. Peki, istemesini ister ama, kaderimizi bilmek, hayvanların, cinlerin dillerini bilmek bizim yararımıza mıdır, zararımıza mıdır, kimse düşünmez. Eğer bunlar yararımıza olsaydı, Allah bunların öğrenilmesini emreder ve yollarını gösterirdi. Demek ki, bunları bilmenni bize bir faydası yoktur, zararı vardır. Öyle değil mi, 25 yaşında öleceğini bilen ibr genç çalışır mı, okur mu. Elinden herşeyinin alınacağını, iflas edeceğini gören ve bilen insan çabalar mı, kaçırılacağını ve uçağın düşeceğini veya kaza yapacak otomobiline kimse biner miydi? Rızık, ecel, kader, geleceğe ait bilgiler hep bu kabildendir.
İşte Hz. Musa zamanında yaşamış bir zengin, meraklı kişi, Hz. Musa’ya günlerce yalvarın hayvanların ve kuşların dilini kendisine öğretmesini, bu hususta Allah’a dua etmesini ısrarla sürekli istiyor. Hz. Musa A.S. bu senin lehine değil, gel isteme, sonunda pişman olacaksın dese de ısrarını sürdürür ve kurdun kuşun dilini bileyim ve tedbirlerimi alıp zamandan kaçınayım diye yalvarıyordu.
Hz. Musa mevlanın diliyle adama bu hevesten vazgeç, bu işin sonuda pek çok tehlike var dediyse de, fayda etmedi. Hz. Musa hayvanlardan öğreneceğin bilgilere göre tedbir alacağına, ulu Allah’a dua et, onun korumasına gir ve onun sonsuz hazinesinden iste, diyordu.
Hz. Musa’nın, adamı bundan men etmesi onun hırsını artırmadan başka bir işe yaramadı.
Adam isteğinde ısrar ederek, senin dünyaya akseden nurun sayesinde herşey kadrini kıymetini senin sayende buldu. Ey cömert kelimullah, muradımı reddetme. Yoksa üzülürüm. “Ya Musa ben Allah’tan asla ümidimi kesmem ve beklerim. Çünkü Allah’ın rahmetinden ancak kafirler ümidini keser” Yusuf 87. ayeti okudu.
Hz. Musa, “Yarab bu kulunu şeytan zebun etmiş. Ben bu kuluna senin rahmetinle hayvanatın dilini öğrenirsen zarar görecek, öğretmezsen meyüs olup kalbi kırılacak. Ferman senindir yarab” diye dua etti.
Cenab-ı hak, buyurdu ki, “Ya Musa, istediği hayvanatın lisanını ona öğret. Çünkü biz lütuf ve keremimizden hiçbir duayı geri çevirmeyiz” buyurdu. Sonra insan kaderinden kaçamıyor. Görmez misiniz ki, pervaneler kelebekler ateşin etrafında dönmeye çok beraklıdırlar. Yanacaklarını bile bile ateşin etrafında dönmeye devam ederler. İnsanlar da böyle, ihtirasları onları bile bile felakete sürükler de göz göre göre felakete giderler.
Mevlana hazretleri söyler, “iktidar, güç sahibi olmak herkesin harcı değildir. Güçsüzlük, acizlik mütteki kulun sermayesidir. Fakirlik acizliktir. Eli bir yere ulaşmaz.” Hz. Musa A.S. Allah’ın ayetlerini, kurallarını hayvanların dilini öğrenmek isteyen kişiye sayıp döküyordu.
Alak Suresi 6-7. ayetler. “Eğer Allah kullarına müsavi, eşit rızık verseydi, kimsenin kimseye ihtiyacı olmasaydı, muhakkak ki onlar taşkın eder, azar isyan ederlerdi” buyurmuştur, dedi.
SÜRECEK