ZALİM HER DEVİRDE ZALİMDİR, MAZLUMUN
AHI NEREDE OLURSA OLSUN YERDE KALMAZ

İkincisi; sen küfür deryasında yüzerken, Allah’ın sevgilisi Hz. Muhammed SAV.e kılıç çekerken, önüne geçtiğin Habbab Allah bir dediği için vücudu kızgın demirlerle dağlanıyordu. Sen onunla bir olamazsın. Hele onun önüne hiç geçemezsin diyor ve Hz. Habbab’ın sırtını açıyor, vücudunda oluk oluk dağlanmış bir santim yer kalmamış. Ebu Süfyan sükuta mecbur kalıyor. Hz. Habbab, hicretin 37. senesinde Küfe’de vefat etmiştir. Habbab’a işkence edenler, yaptıklarının aynısı ile azap edilmişler, belalara uğramışlardır.
YUNAN KRALI ALEKSANDROS ZALİMİNİN SONU
Türk milletinin varlık-yokluk, var olma, yok olma savaşına Türk İstiklal Savaşı denir. Osmanlı İmparatorluğunun sonu modern Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu ile neticelenmiştir. Şimdi burada İstiklal harbimizi anlatmak benim haddim değil. Masum milletlere örnek olmuş bir komutanla bir milletin ölüm kalım savaşıdır. Müslüman Türk milleti, bu savaşta 7’den 70’e, 7 düvele karşı 7 cephede çarpışmıştır. Türk toprakları, istilacılar tarafından paylaşılmıştır. İzmir ve havalisi Yunanlılara, İstanbul İngilizlere bırakılmış, Yunan ordusu Ankara’ya kadar gelmiş, Yunanlılar zafer çığlıklarıyla bayram yapıyorlar. Yunan kralı Aleksandros, Başbakan Venizelos, İngiliz başbakanı Loyd George, 50 bin kişilik bir ordu ile hazırlaıp Anadolu Türk yurdunu kökten işgal edip, bu topraklarda bir tek Müslüman Türk bırakmamak üzere anlaşıyorlar. Yunanistan kraliyet sarayında, içkilerin sel gibi aktığı bir işret meclisi kuruyorlar. Komutanlara, lordlara, ileri gelenleri toplayıp eğlence yapıyorlar. O kadar sarhoş oluyorlar ki, köpekler gibi uluyor. Anadolu’da bir tek Tük bile kalsa zafer sayılmaz, kökü kazınmalı... diye... Aleksandros melunu bağırıyor. O sırada kral sarayın bahçesine hava almaya çıkıyor. Bahçede de bir ufak ev maymunu belirmiş. Maymun krala yaklaşıyor ve saldırıp kolunu ısırıyor. Kral feryada başlıyor. Ufak bir sıyrık deyip geçiştiriyorlar. Meğerse maymun kuduzmuş. Kısa zamanda kral da kuduruyor ve bir odaya kilitleniyor. Kimse korkudan yanaşamıyor. Anadolu’da öldürülen çocukların, kirletilen namusların, öldürülen genç vatan evlatlarının, dul ve yetim kalanların, öksüzlerin ahı çarpmıştı. Melun krala Allah kuduruk maymunu saldırtmış, onu da kudurtmuştu ve geberdi gitti.
Bu olayı duyan Saidi Nursi hazretleri şunu demiştir. “Vema yağlemü cünüde rabbike illahü” Ey habibim rabbinin gizli askerlerini kendinden başka kimse bilmez, ayeti kerimesini okudu.
İşte o cunuttan –askerlerden- bir gazi-şehit
Nevi hayvandan ki maymunu said –iyi maymun-
Ey maymunu meymun (ey mutlu maymun)
Kafirleri ettin mahzun, Yunan eyledin mecnun.
Bu milleti eylesin mesrur ve mesnun.
Diye bu olayı şiirleştirmiştir.
İşte zalim her devirde zalimdir. Zulüm her zaman kötüdür. Mazlumun ahı her zaman ve nerede olursa olsun yerde kalmaz. Zalimler asla ferah bulmaz. Er geç sonları berbat olur. Dünyanın yakın tarihine baktığımızda, Balkan devletleri diktatörleri, ortadoğu zalimleri, Saddam’ı, Mısır başkanları vs hepsi zalimliklerinin cezasını görmüşlerdir. Bir zamanlar süt havuzlarında yıkanan Çavuşeskular, Saddamlar, kendilerine uşaklık yapanlar tarafından işte zulmün sonu her zaman böyle olmuştu ve böyle olacaktır.
SÜRECEK