Adı bende saklı bir okurum göndermiş. Göndereli de çok olmuş, yeni gördüm, yeni fark ettim.

“Neden ‘Allah’ demiyorsunuz da, ‘Tanrı’ diyorsunuz?” demiş, gönderdiği iletide…

Soru mu şimdi bu?

Ya da eleştiri mi?

… …

Bak canım kardeşim, bak güzel kardeşim…

Şunu sen de bil, herkes de bilsin.

Ben Arap değilim güzel kardeşim; Türk’üm ben Türk…

Dilim de Arapça değil, Türkçe…

Ülkem de Arabistan değil Türkiye…

“Allah’ın Türkçe karşılığı, Tanrı’dır, o nedenle ‘Tanrı’ diyorum.

İletinde; “Hıristiyanlar ‘Tanrı’ der” demişsin.

Yanlış biliyorsun güzel kardeşim.

Yanlış öğretiyorlar size.

Her Hıristiyan; milliyeti, dili neyse; Yaradan’ına o dilde seslenir.

İngilizler ‘God’ der.

Fransızlar ‘Dieu’ der(miş, bu vesileyle, bu araştırmalarımın sonucunda, yani sayende öğrendim, bunu…)

Almanlar ‘Gott’ der.

İtalyanlar ‘Dio’ der(miş, sayende öğrendim.).

İspanyollar da ‘Dios’ der(miş, bunu da bu vesileyle öğrendim.)

* * *

Merak ve araştırma duygularımı azdırdın bir kere; bugün üçüncü gün, hâlâ araştırıyorum Canım Kardeşim. (İşimi gücümü bıraktırdın bana!)

Latince karşılığı da ‘Deus’ muş.

Ve daha onlarca dilde, Tanrı’ya ne denirmiş tek tek bulup, öğrendim.

Öğrendim, öğrenmesine de, onları da buraya yazıp, bunaltmayım sizleri…

Yalnız ‘Allah’ sözcüğü, Türkçeye nasıl ‘Tanrı’ olarak çevrildi; az biraz da ona değineyim.

Bak Güzel Kardeşim;

Dünya üzerinde daha İslamiyet yokken; Ortaasya’daki atalarımız, Yaradan’a; “dünyanın tek yaratıcısı ve koruyucusu” anlamında ‘Tengri’ derlerdi.

Türkçemizdeki, ‘Tanrı’ sözcüğü de buradan yani ‘Tengri’ sözcüğünden gelir.

Türkçenin temel sözcüklerinden biri olan ‘Tanrı’ sözcüğü, Çinceyi bile etkilemiş; Çinceye, ‘T’ien’ olarak geçmiştir.

Yani, ‘Tanrı’ sözcüğünün, bizim kültürümüzde, binlerce yıllık geçmişi vardır.

Ve bu sözcük, Türk dillerinde, şive ve lehçelerinde hep kullanılmıştır.

Örneğin, Yakut dilinde ‘Tangara’dır Tanrı’nın karşılığı.

Tatar-Kuman dilinde ‘Tengre’,

Çuvaş dilinde ‘Tura’,

Kırgız-Kazak dilinde ‘Tengri’,

Karaçay-Malkar dilinde de ‘Teyri’ dir. (Bu bilginin de devamı var ancak sizleri sıkmamak için sürdürmüyor, uzatmıyorum…)

Ancak şu bilgiyi aktarmasam olmaz.

‘Tengri’ sözcüğü, Kaşgarlı Mahmut’un ‘Divanü Lugati't-Türk’ eserinde, Oğuz Türkçesinin destanı Dede Korkut Hikâyelerinde, Ahmet Yesevi’nin ‘Divan-ı Hikmet' eserinin 12 şiirinde de kullanılmıştır.

Ve tüm bu bilgilerin ışığında; Atatürk döneminde binlerce yıllık Türk kültürüne sadık kalınarak ‘Yaradan’ sözcüğü, ‘Tanrı’ olarak dilimize çevrilmiştir.

* * *

Sözün özü Canım Kardeşim;

Ben Türklüğümle gurur duyan bir Türkoğlu Türk olarak; Yaradan’ın Türkçemizdeki karşılığını kullanıyor; ‘Tanrı’ diyorum.

Ama sen (ve de senin gibi düşünenler) Yaradan’ın Türkçesi olan ‘Tanrı’yı değil de; Arapçası olan ‘Allah’ sözcüğünü kullanabilirsin(iz).

Ben felsefem gereği; (senin bana karıştığın gibi) ben sana ve senin gibi düşünenlere karışmam, müdahale etmem...

Paşa gönlün(üz) nasıl isterse öyle davranır, öyle seslenirsiniz Tanrı’ya…

Benim sana ve senin gibi düşünenlere karışmam mümkün mü?

Elbette mümkün değil.

İçin(iz)den nasıl geliyorsa, o şekilde seslenmen(iz) en doğal hakkın(ız).

Benim de Yaradan’ıma; böyle seslenmek, yani “Tanrı’m demek” en doğal hakkım.

… …

Sana ve senin gibi düşünenlere bir şey söyleyeyim mi?

O kadar çok, o kadar büyük sorunlarımız var ki; bu tür şeyleri sorun yapmayın lütfen.

Bu tür safsataların yerine; ufkumuzu açacak, bizi çağdaş uygarlıklar düzeyine eriştirecek, bizi Avrupa ve Katar kapılarında el açmaktan kurtaracak yaptırımları, bilimsel konuları konuşup, tartışalım.

Tamam mı Canım Kardeş(ler)im?

Anlaştık mı?

Tanrı’m seni, beni, hepimizi, tüm kötülüklerden ve de kötü düşüncelerden esirgesin!