Alaca Memur-Sen ve bağlı sendikalar Eğitim-Bir-Sen, Diyanet-Sen, Sağlık-Sen, Büro Memur-Sen, Toç-Bir-Sen ve Bem-Bir-Sen Temsilcilikleri tarafından düzenlenen protesto eyleminde ‘Mescid-i Aksa’nın çığlığına sessiz kalamayız” denildi. Alaca Cumhuriyet Meydanı’nda Cuma namazı çıkışında toplanan çok sayıda sendika üyesi ve vatandaşlar, Mescid-i Aksa işgaline tepki gösterdi. Okunan Kur’an-ı Kerim tilavetinin ardından hazırlanan ortak basın açıklamasını okuyan Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen Alaca İlçe Başkanı Kadir Şimşek, İslam coğrafyasındaki terör olaylarının her birinde parmağı olan işgalci İsrail’in Müslümanları kışkırtmaya yönelik davranışlarına devam ettiğini belirtti.

Memur-Sen olarak Mescid-i Aksa’nın çığlığına sessiz kalmayacaklarını vurgulayan Kadir Şimşek konuşmasında şöyle dedi:

“14 Temmuz günü Mescid-i Aksa’nın avlusunda 3 Filistinli genç, işgalci İsrail askerleri tarafından kurşun yağmuruna tutularak şehit edildi. Bununla yetinmeyen Siyonistler yaralılara müdahale için gelen ambulansların Mescid’e girişine de engel oldu. Bugün ise illegal gözaltılar başladı. Bu olayın ardından Mescid-i Aksa’yı ibadete kapatan işgalci rejim, bugün mescidi kısmen ibadete açmakla birlikte kapılara metal arama detektörleri yerleştirdi. İslam coğrafyasındaki terör olaylarının her birinde parmağı olan işgalci İsrail, Müslümanları kışkırtmaya yönelik aşağılık davranışlarına devam ediyor. Maalesef uluslararası camiada devlet vasfı taşıyan ve gerçekte bir terör örgütü gibi davranan İsrail üç Filistinli Müslüman’ı şehit etti ve Mescid-i Aksa’da da Cuma namazı kılınmasını yasakladı.

erör örgütü İsrail’in en başından beri Mescid-i Aksa ile ilgili Müslümanları kışkırtmaya yönelik yaklaşımları sürmekte ve Filistin’de kan dökmekten asla kaçınmamaktadır. Terör örgütü İsrail’in bu çirkeflikleri kabul edilebilir değildir. İsrail, sadece Müslümanlar için değil, insanlıktan nasibini almış herkes için bir beladır. Siyonist İsrail’in bu küstahca davranışlarının kaynağı, Batı’dan aldığı cesarettir. Birleşmiş Milletler, NATO, ABD ve Avrupa Birliği İsrail’in her sapkınlığına el altından ya da açıktan destek olmaktadır. İslam coğrafyasının parçalanmışlığı ve Türkiye’nin terör örgütleriyle her yönden sıkıştırılmaya çalışılması ve baskı altında tutulması, İsrail’e cesaret vermektedir.

Müslümanlar olarak tüm ayrılıklarımızı bir kenara bırakarak birlik olmamız birlik olmamız gerekmektedir. Aksi halde Müslümanları birbirine düşüren batı ve İsrail ajanları adım adım Büyük İsrail hedefine doğru ilerlemektedir. Ancak şu bilinmelidir ki; Ne kadar üstümüze gelirseniz gelin başaramayacaksınız, Türkiye’yi bölemeyeceksiniz, Mescid-i Aksa’yı işgal edemeyeceksiniz.

İlk kıblemiz olan Mescid-i Aksa’nın işgali kabul edilemez. Bizim için mübarek kılınmış topraklarda, mübarek kılınmış bir şehirde ve mübarek kılınmış bir mabette küstah İsrail’in silahlı unsurlarının kanlı ve kirli postalları ile dolaşması en aşağılık bir davranıştır. Bir ırkın üstünlüğünü ve seçilmişliğini iddia eden Siyonizm’in insanlığa getireceği ancak ve ancak köle düzenidir. Bölgeye barış ve huzurun gelmesinin tek yolu Kudüs’ün tekrar Müslümanlarca idare olunmasından geçmektedir.

“KATİL İSRAİL FİLİSTİN’DEN DEFOL”

Kudüs Haçlı ordularınca işgal edildiğinde Sapkın Hıristiyanlar şehirde Müslüman ve Yahudi katliamı yapmışlardır. Aynı şekilde Kudüs Siyonist Yahudilerin eline geçtiğinde ise onlar da Müslüman ve Hıristiyan katliamı yapmışlardır. Siyonistler, yerleşimci politikasıyla Filistinlileri evlerinden, yurtlarından çıkararak Kudüs’ü Yahudileştirme ve arkeolojik kazı adı altında Mescid-i Aksa’yı yıkıp yerine Siyon Tapınağı inşa etme planlarını adım adım uyguluyor. İsrail İç Güvenlik Bakanı Gilad Erdan’ın, “Mescid-i Aksa ve çevresini de kapsayan mekânın efendisinin İsrail olduğu” şeklindeki sözleri bu gerçeği ortaya koyuyor. 1967 yılından beri defalarca Mescid-i Aksa’da kan döken, namaz kılınmasını engelleyen, belli bir yaş aralığındaki Filistinlileri mescide sokmayan, ( 40 Yaşının altındaki Müslümanları Mescid-i Aksa’ya sokmayan) kirli postallarıyla mescidi kirleten Siyonist rejim Mescid’i tamamen ibadete kapatmak için kirli planlar yürütüyor. İslam dünyasının ve uluslararası toplumun sessiz bakışları, küresel güçlerin ise desteği eşliğinde Filistin halkı yok ediliyor. 2 Ekim 2015’te başlayan Kudüs İntifadasının başından bu yana şehit olan Filistinli sayısı 338. Öte yandan 2017'nin başından bu yana 59 Filistinli şehit düştü. Şehit olan Filistinlilerden 94'ü 18 yaşından küçük. Son süreçte iyice azgınlaşan Siyonist terör rejimi, Trump’ın da seçim vaatleri arasında yer alan Kudüs’ün başkent yapılması için zemin hazırlıyor.

“KAHROLSUN AMERİKA”

Biliyoruz ki İsrail, bu son dönemde artırdığı saldırılarla Müslümanların tepkilerini ölçüyor. Sessiz kaldıkça saldırılarının şiddetini artıracaktır. Çünkü korsan devlet, gücünü İslam dünyasının ve insanlığın sessizliğinden alıyor. O halde Mescid-i Aksa’nın çığlığına sessiz kalamayız. 15 Temmuz’da ümmetle birlikte Filistinliler de o gece ayakta, dua halindeydi. Geceyi Türkiye halkıyla birlikte geçirdiler. Bugün de bize düşen Kudüs davasını sahiplenmek, Filistin halkının yanında yer almaktır. Hükümetimize de bu konuda ciddi sorumluluklar düşmektedir. Kudüs ve Mescid-i Aksa Filistinlilerin değil tüm ümmetin sorunudur ve bu sorun salt kınama açıklamalarıyla çözülemez. Türkiye bu konuda daha aktif olmalıdır. Türkiye’ye Mavi Marmara sonrasında verdiği sözleri yerine getirmekte gevşek davranan İsrail’le ilişkiler gözden geçirilmeli, Filistinlilerin sesine ses verilerek uluslararası platformlarda itirazlar yükseltilmelidir. İsrail'in Mescid-i Aksa’ya saldırılarını, yasaklama ve kısıtlamalarını, Kudüslüler üzerindeki işkence ve zulüm operasyonlarını kınıyoruz. İslam`ın ilk kıblesi, harem mescidlerinin üçüncüsü, ümmetin izzet ve şerefi olan Mescid-i Aksa’ya yönelik saldırılarını sürdüren katil devlet İsrail’i lanetliyor, Filistinli şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyoruz.

(Haber Merkezi)

Editör: TE Bilisim