Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın,” 5. sınıftan itibaren isteyen kız öğrenciler başörtüsüyle okula gelebilirler” demeci tam anlamıyla bir akıl tutulmasıdır.
Haberi okuduğumda, bir Cumhuriyet öğretmeni olarak içim yandı, kanım dondu, kahroldum ve sabaha kadar uyuyamadım.
Yüce Atatürk’ün önderliğinde Cumhuriyetin kazanımlarıyla, 56 İslam ülkesinin en gelişmiş ve en demokrat ülkesi güzel Türkiye’me bu cehaleti hiç yakıştıramadım..
Dünyanın ilk Nobel ödüllü İslam kadın yazarı İran’lı Şirin Ebadi’nin “İRAN UYANIYOR” adlı kitabını okuyorum.
Okuduklarımdan anlıyorum ki, İran hâlâ karanlık uykusundan uyanamıyor.
Biz de, 21. yüzyılda akıl tutulması yaşayarak gittikçe çağdaşlıktan uzaklaşan İran’a özeniyoruz. Sen aklımı koru Yarabbi…
Aydınlık Türkiye’den karanlık İran’a döndük,
Eleştirel akıldan akılsız başlara döndük,
Yeni yetme sabiler de başlarını örtecekmiş,
Allah’ım sen akıl ver, mezarda taşlara döndük…Mehmet Özata)

Hani halden hâle girer isyan edersin,
“La havle” çeker, bu da olmaz ki dersin,
Bağrına taş basar, katlanırsın bahtına,
Acıyla olgunlaşırmış insanoğlu neylersin…(Mehmet Özata)

Sıtkım sıyrıldı, keyfim kaçtı. Ne düşüneceğimi, ne yazacağımı şaşırdım.
Bari, Rahmi Beyin, çok sevdiği arkadaşı Bestekâr Şevki Beyin 1891 yılında 31 yaşında ölümü üzerine yazdığı ve Recaizâde Mahmut Ekrem Beyin Bayâti makamında bestelediği hazin şarkısıyla teselli bulayım.
Gül hazîn, sümbül perîşan, bâğ-ı zârın şevki yok,
Dertnâk olmuş hezârın, nağmenkârın şevki yok.
Başka bir hâletle çağlar cûy-i bârın şevki yok.
Âh eder inler nesîm-i bî-karârın şevki yok.
Geldi ammâ neyleyim sensiz bahârın şevki yok…
(Bağ-ı zar=ağlayan dünya, Dertnak=Dertli, Hâlet=Haller, Hezâr-ı nağmekâr= öten bülbül, Cuyibar= ırmak, Nesim= tatlı esen rüzgar)
Her mısranın sonundaki “Şevki yok” sözü Şevki Bey’e atıftır.
Bu kara haberden sonra Türkiye’nin de şevki kalmadı. Ölümü düşündüm.
AZRAİL İLE HASBİHAL
Azrail’den ödünç mühlet istedim, / Doğan güneş akşam batacak dedi.
Cenab-ı Hak ile sözleşmemiz var,/ Her canlı toprağa yatacak dedi.
Esirgesin zalim nefsin şerrinden, / Dağlar savrulacak bir bir yerinden,
Çığlıklar kopacak hayli derinden, / Kıyamet zamanı çatacak dedi…
Hak yerini bulur adalet ile, / Bunları arz etmek zor gelir dile,
Ana, kundaktaki bebeği bile, / Elinden yerlere atacak dedi. …(Şükrü Metin)
Şairler ağlamasa, ne şiir olur, ne şair olur…
Ulan zaman! / Kulak ver de iyi dinle,
Doğduğumdan beri uğraşıyorsun benimle,
Yavaşlayacak yerde, çabuk geçtin…
Hızlanacak yerde neredeyse durmayı seçtin
Şimdi de yolun sonundaki bu çıkışsız inişte,
Bari arkadan itme! / Gidiyoruz işte !!! (Oktay Ataş)
24 EYLÜL 2014