Son günlerin moda lafı akil,  televizyonlar, gazeteler akil deyip duruyorlar. Ben akil ne demek bilmiyorum ama tam anlamıyla öğrenmek için bilgisayardan baktık:

AKİL NE DEMEK?

Aklı başında, aklıselim sahibi, arif, basiretli, zeki, mantıklı, sağduyulu.

AKİL ADAM NE DEMEK?

Gerek tecrübesi, gerek bilgisi, gerekte yaşı itibariyle belirli bir alanda sözü dinlenen, otorite durumunda olan, yaklaşım ve çözüm önerilerine değer verilen, sayılan, sevilen uzman kişi.

İş, sanat ve siyaset dünyasından bu vasıflara uygun 63 kişi seçildi. Bunlar Kürt ve Türk vatandaşlarımız arasında uzlaşmayı sağlamak için vazifeye çağrıldı.

PKK meselesinin çözümü için akil adam olarak seçilen bu insanlara ihtiyaç var deniyor.

Yapılan bu işlerin sonucu iyi olacak inşallah. PKK Mayıs ayında ülke sınırları dışına çekilmeye başlayacak ve Eylül ayında ise tam olarak çekilmiş olacak. Kürtlerinde Türklerinde kaderi değişecek. Diyarbakır Türkiye’nin gözde şehirlerinden biri olacak. Eli silah tutmamış Kürt vatandaşlara devlet yardım edecek.

Akil İnsanlar: Barış sürecini halka anlatmak için kurulan heyet. Savaş, yıkım, barış ise birlik ve başarıdır.

*     *     *

PARK BAHÇELER

Parkların, bahçelerin caddelerin isimlerinin sık sık değiştirilmesini hiç sevmiyorum. Büyük parkın ismi şu 15 senede 6-7 defa değiştirildi desek mübalağa olmaz herhalde. O olmadı başka, o da olmadı yeni bir isim, Büyük parkın şimdiki adı Yunus Emre Parkı.

Size önce büyük parkı ve küçük parkı anlatayım. Bundan 60-65 sene önceki Çorum’un bu meşhur iki parkını:

Büyük Parkta büyük havuz, Küçük Parkta küçük havuz. (Küçük parkın yeri şimdi ana yol oldu. Aşağı yukarı Divan pastanesinin karşısındaydı.)

Bu havuzun kenarındaki 25-30 cm lik genişlikte bisiklet sürme gösterisi yapılırdı. Bu işi en iyi yapan da Ziraat bankası müdürünün oğlu Savcıy’dı. Havuzun etrafında 5-6 tane de bank vardı. İhtiyarlar bu banklara oturur ve gençleri, gelen, geçen gençleri seyrederlerdi.

Havuzun ortasında ise ufak bir fıskiye vardı. Devri daimle çalışmazdı onun için 4-5 tane incecik 15-20 cm boyunda fışkıran bir fıskiyesi vardı.

Büyük Park’ın etrafında da 8-10 tane bank vardı. Havuzun başındaki bir direkte azami 40 mumluk bir ampul yanardı. Elektrik çok kıymetliydi. Gece saat 10 deyince motorhane çalışmaz elektrikler sönerdi.

O saatler olunca sokaklarda sırtı abalı eli sopalı bekçi babalardan başka kimse kalmazdı. Her mahallenin gece bekçisi vardı. Gecenin karanlığında öttürdükleri sakin, tatlı düdük sesleriyle sanki birbirleriyle konuşurlardı, Eğer olay varsa da düdüklerini kuvvetlice öttürür oraya yakın olan diğer bekçiler acilen koşarak yardıma giderlerdi. Biz kendimizi o bekçilerin düdüğünün korumasında sanırdık. Bekçiler mahallenin her şeyiydi. Kapıları yoklar, açık kapı varsa içeri seslenir sonra kapıyı kapatırlardı.

1944 yılındaki 2. ci dünya savaşı yıllarında karatma vardı. Pencerelerden ışık sızmasın diye siyah kalın perdeler asılır, ışık sızan olursa bekçiler kapıyı çalar ve perdeyi iyi örtün diye ikaz ederlerdi. Maksat şehrin yeri beli olmasın ve Alman uçağı orayı bombalamasındı.

O günlerden tekrar bu güne gelirsek, Büyük Park 06.04.2013 cumartesi günü ışıklandırıldı. Yeterli değil ama hiç yoktan iyidir. Bizim evimiz büyük parkın çok iyi gördüğü için buradaki yapılan çalışmaları görüyorum. Tam olarak ışıklandırılmamasının sebebi parkın yapım işini alan firmaların işini henüz tam olarak bitirmemiş olmasından mı acaba bunu da tam bilmiyorum?

Birde bana göre bu ışıklandırma konusunda bir ana eksik var. Mesela bugünlerde güneş sabah saat 06 da doğuyor ve dolayısıyla saat 5.30 de bile karanlık oluyor Büyük Park. Ama parkın ışıkları sabah saat 5 te sönmüş oluyor. Parkın yürüme parkurunda yürüyüş yapan gencecik kızlar bu karanlık ortamda yürümekte zorlanıyorlardır herhalde. Belki de ışıkların böyle erken kapatılmasından dolayı bu saatlerde yürüyüşe çıkan insan sayısı az oluyor. Havanın iyice ağardığı saat 7 den sonra ise yürüyüş yapan insan sayısı gittikçe çoğalıyor.

Büyük parkın ağaçlarından bir kısmı kurudu, bir kısmının yerine jimnastik aletleri kondu ve yürüyüş yolu yapıldı.

Vakit geçmek üzere, belediyemiz park ve bahçeler müdürlümüz bu ağaçların eksiğini gidermeli. Çiçekler dikildi güzel de oldu ama ağacın yeşili bambaşka bir şey. Ağaç dikilince öyle hemen büyümüyor bu yüzden bir an önce yeni ağaçlar dikelmeli.

Saygı ve sevgilerimle.