I

“Fert cemiyetle kaynaştığı zaman tarihi yoktur” der Cemil Meriç. Birey/fert, doğanın ve toplumun bir parçasıdır, ancak aynı anda kendi de olabilen, olması gereken bir canlıdır.

“Olması gereken” ifadesinin altını kırmızı kalemle çiziniz lütfen. Doğanın ve toplumun bir parçası iken kendi olamayanların birey olamaması kalabalığa karışmaktan öte nedir ki?

Egemen güçler tarih boyunca kitleleri yönlendirmek ve rahatça yönetmek için sürü psikolojisinin dayatmışlardır.

21. yüzyılda giderek yaygınlaşan internet ve işbirlikçi medya eliyle tırnak içinde bireyler özenle üretilmektedir. Kendini “birey” zanneden insanlar hiçbir seçimlerinde kendi hür iradelerini kullanamaz hâle getirilmişlerdir. Yediğinden içtiğine, giydiğinden gezmesine, okuduğu kitaptan dinlediği müziğe bir dayatma ile karşı karşıyadır insanlık. Bazı yorumcular tarafından “Yeni Orta Çağ” olarak sıfatlandırılan bu dönem bizce “Yeni Köleci Çağ” olarak kayıt düşülecektir.

Evet, 21. yüzyıl yeni köleci çağdır. Antik çağın köleleri köle olduklarının bilincindeyken 21. yüzyılın köleleri kendilerini “birey” sanmaktadırlar. Yaşanan trajedi ise buradadır. Al-tüket-at çağı da denebilir günümüz toplumsal yapısına.

Her toplumsal yapı, salt ekonomik ve siyasal boyutuyla değil, kültür, sanat ve edebiyatla da kendine lâzım olan insan modelini kurgular. Bu kurguya karşı direnenlere ise kırk katırdan kırk satıra bir kuşatma uygulanır. İnsana birey ve doğanın / kâinatın bir parçası olduğunu işaret edenler fincancı katırlarını ürküterek egemenleri rahatsız ederler.

Hanidir okuma listemde olup da bir türlü edinemediğim Taylan Kara’nın kitaplarını sonunda edinip okumaya başladım. Edebiyatla Ahmaklaştırma Felsefeyle Çökertme… Üç ciltlik bu çalışma 12 Eylül 1980’den başlayarak topluma sürüleştirme dayatmasını örnekleriyle bir “zihin dolandırıcılığı” ile karşı karşıya bırakıldığımızı gösteriyor.

II

“Kültürel üretim, otomobil üretiminden aşağı kalmayacak kadar kendi siyasal ekonomisine sahiptir” der H. J. Schiller

Umberto Eco ise “… İnsan isterse, her zaman, her yerde, her şeyle her şey arsında bağlantılar bulur; dünya ansızın, her şeyin her şeyle yollama yaptığı her şeyin her şeyi açıkladığı bir akrabalıklar ağına dönüşür” der.

Doğa, insan, toplum ve kâinat arasındaki bir ilişkiler silsilesini parçalayarak insanı sürüleştirmek egemen güçlerin her dönemde değişmez stratejisi olmuştur.

B. Brecht ise “Belli boyutlara ulaştığında ahmaklık görünmez olur” der.

Aklın uykuya daldığı hayatlarda canavarların o boşluğu doldurması kaçınılmazdır.

III

Harf, ömrünü düşüne göre uzatır. Şiire dokunması ol sebeptendir.