II. Meşrutiyet döneminde Maarif Nazırlığına (Milli Eğitim Bakanlığına) getirilen Emrullah Efendi’nin şaka olarak söylediği “Şu mektepler olmasaydı maarifi ne güzel idare ederdim” sözü yıllardır söylenir durur. Eğitim gibi ciddi bir konuda akşamdan sabaha yapılan değişiklikler zihinlerimizi allak bullak etti. Milli Eğitimin temel taşı olan mektepler bir türlü düzen tutmaz oldu.

 

Bunca yıldır eğitimin içinde olan bir eğitimci akademisyen olarak ne yapılmak istendiğini anlamakta güçlük çekiyorum. Son birkaç yılda öyle hızlı kararlar alındı ve uygulamaya konuldu ki, bir sabah uyandığımızda eğitim sistemimizin yapısal olarak değiştiğini öğrendik. Hani şu 4+4+4’ten bahsediyorum. Neye ve hangi mantığa hizmet edildi. Anlamadım. Aslında anladım, anladım da en iyisi anlamadım diyorum. Yoksa apaçık belli. Eğitimi kendi politik çıkarlarınız doğrultusunda yapılandırırsanız insanımıza en büyük ihaneti yapmış olursunuz.

 

Şimdi yeni Milli Eğitim Bakanı henüz üzerinden bir yıl bile geçmeden bunları değiştireceğini söylüyor. SBS olmayacak, dershaneler kaldırılacak deniyor. Serbest kıyafet uygulamasında velilerin çoğunluğunun (en az %51’inin) kararı esas alınacak deniliyor.

 

Ne olacaksa olsun da, eğitim gibi ciddi bir konuda atılacak adımlar, yeterince kamuoyunda tartışılmadan atılmasın. Eğitim ile ilgili kararlar da Mecliste şafak operasyonlarıyla, torba-çuval kanunlarıyla alınırsa olmaz.

 

Eğitimin temel taşı öğretmen ve öğretmen yetiştiren eğitim fakülteleri de ayrı bir dert küpü. Özellikle eğitim fakülteleri Milli Eğitim Bakanlığı ve Dünya Bankası projesi çerçevesinde 90’lı yılların sonu ve 2000’li yılların başlarında yeni bir yapı ve işleyişe kavuşturulmuştu. Kuşkusuz bazı noksanları ve aksaklıkları olabilirdi. Zamanla bu pürüzler düzeltilirdi.  Beğenirsiniz beğenmezsiniz bu reorganizasyon sonrasında eğitim fakülteleri gözde fakülteler olmaya başlamıştı. Öğrenci profilleri çok değişmişti. Ortaöğretim fen ve matematik alanı öğretmenlikleri ile sosyal alanlar öğretmenlikleri aynı puan türünde öğrenci alan fakültelerin çoğundan daha yüksek ve tercih edilir olmuştu. Şimdi eğitim fakültelerindeki ortaöğretim alan öğretmenliklerinin kapatılacağı söyleniyor. Bu alanlardaki öğretmen ihtiyacının, fen-edebiyat mezunlarından formasyon eğitimi almış olanlardan sağlanacağı söyleniyor. Din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmenlikleri zaten ilahiyatlara devredildi.

 

Giderek eğitim fakülteleri sadece ilköğretime öğretmen yetiştiren bir yapıya kavuşturulursa, o zaman adlarını da değiştirmek gerekebilir. Adını şimdiden söyleyelim isterseniz: İlkokul Öğretmeni Eğitimi Fakültesi.