İleri Demokrasi, AKP ve Türk Ordusu…

Radikal Gazetesi’nin 01 Eylül 2011 tarihli haberine göre, AKP’li Hüseyin Çelik TSK’nin Soğuk Savaş dönemine göre yapılandırıldığını, diğer NATO ülkeleri iç değişimlerini yaparken Türkiye’nin bunu yapamadığını söyleyerek, “Gerekli düzenlemeler yapılamaz, hücre yenilenmesi sağlanamazsa bünye kendi kendisini tüketir” diye konuşmuştur.

Türk ordusu üzerinde gerekli düzenlemeler (!) Oval Ofis'teki Bush- Erdoğan görüşmesi ile başlamış ve TSK'nin içyapısı emperyal patronun emri ile şekillendirilmeye başlamıştır. "Yaşasın İleri Demokrasi" diyenler, ordunun sırtını mindere yapıştırmak için her türlü aracı kullanmakta son derece isteklidir.

AKP’nin seçim beyannamesini hatırlatan Çelik, sözlerini şöyle sürdürmüştür: “Kamuoyuna ileri demokrasi taahhüdünde bulunduk. İddianız bu ise sivil-asker ilişkileri geri ülkelerdeki gibi olabilir mi? Bunlar yapılmak zorunda. Yapılırsa ordu şaibe dışına çıkar, daha güçlü olur. Reorganizasyonu Genelkurmay’ın kendisi yapacak. Bütün bunları bir parti yöneticisi olarak söylüyorum. Hükümetin, Milli Savunma Bakanı’nın yerine kendimi koyamam.”

Bir ‘mantalite’ değişimine olan ihtiyaca dikkat çeken Çelik, askeri okullarda verilen eğitimin bugünkü dünya ve Türkiye’ye uyumlu olmadığını ileri sürmüş, “Mutlaka gözden geçirilmeli. İleri demokrasi standartlarında yeni düzenleme gerekli” demiştir.

Hüseyin Çelik, her ne kadar sağından solundan kırpıldıysa da askeri okullarda var olan "1283" ruhuna tahammül edememektedir.

Türkiye’nin uluslararası raporlarda ‘kısmen özgür’ ülke kabul edildiğine dikkat çeken Çelik, tam özgür ülke statüsüne erişmesinin de ileri demokratik adımlara bağlı olduğunu da vurgulamıştır.

Çelik’in 2023 yılına kadar tamamlanmasının önemine işaret ettiği başlıklar şöyledir:

1-Genelkurmayın Milli Savunma Bakanlığı’na bağlanması. (Şimdilik beklemede… Y-CHP destekliyor… )

2-35’inci maddenin kaldırılması. (Şimdilik beklemede… Y-CHP destekliyor…)

3-Jandarmanın yapısı, konumu ve görev tanımı. (Beklemede…)

4-Profesyonel orduya geçiş. (Şartları oluşturmak için “mıntıka temizliği” yapılıyor. Bedelli askerlik, vicdani ret…)

5-Askerlik süresinin kısaltılması. (Mıntıka temizliği içinde görmek lazım…)

6-Zorunlu askerlik. (Bedelli askerlik ve vicdani ret için tetiğe basıldı…)

7-TSK’da verilen askeri eğitim. (Planın halka karşı şirinlik muskası!…)

8-Okullardaki Milli Güvenlik dersleri. (Genç kuşakların Türk Ordusu’na iyice yabancılaştırılması…)

9-Kaç ordu komutanlığı olacağı, bunların nerelerde bulunacağı. (Maksat orduyu küçültüp, tören kıtası haline getirmek…)

10-Mustafa Muğlalı gibi isimlerinin kışlalardan silinmesi. (Çoktan kaldırıldı bile…)

11-Askere dayak, kötü muamele sıfırlanmalı. (Bir şirinlik muskası daha…)

12-Milli günlerde tanklı, toplu görüntülere son verilmeli. (29 Ekim Cumhuriyet Bayramı törenleri iptal edildi…)

13-Askeri harcamalar şeffaflaşmalı. (Halka karşı bir şirinlik muskası daha…)

14-OYAK’ın varlığı ve işlevi gözden geçirilmeli. (Özelleştirmenin ayaklarından biri daha…)

15-TSK’da VET (verimlilik, etkinlik ve tutumluluk) prensibi uygulanmalı. (Şirinlik muskası dörtlenmiştir… Yola devam!…)

Osmanlı’dan Sonra Türk Ordusu’nda Yeniden Teskere Dönemi…

“Ordu darbecidir”, “Askeri vesayetten kurtulmak lazım…” söylemleri emperyalizmin hizmetkârı medya tarafından topluma devamlı şırınga edilmektedir.

Malum şimdi sivil dikta, pardon vesayet diyecektim, modadır. Amaç, tek kişiye biat kültürünün "İleri Demokrasi" adıyla kamufle edilmesidir…

Amaç, Ordu-Millet geleneğinin köklü olduğu Türk toplumunda millet ile ordu arasındaki bağları zayıflatmak ve koparmaktır.

Ordunun yalnızlaştırılması ve teslim alınması için Ergenekon, Balyoz vb tertiplerle saldırı başlamıştır.

Bugün 298 komutanın Silivri ve Hasdal zindanlarında olmasının sebebi emperyalizmin önünde engel gördüğü Türk Ordusu’nu devre dışı bırakmak istemesidir.

Bugün “Bedelli askerlik” olarak gündeme getirilen parça emperyalist tertibin parçalarından biridir.

Diğer tertip parçaları ise a) Jandarma’nın Silahlı Kuvvetler’den ayrılarak İçişleri Bakanlığı’na bağlanması, b) Sınır ve Sahil Güvenliğinin Silahlı Kuvvetler’den alınarak İçişleri Bakanlığı’na devredilmesi, c) “Vicdani Retçiler” denilen derneklerle toplumun orduya olan güveninin sarsılması, d) Orduda özelleştirme yapılarak askerliğin vatan görevi olmaktan çıkartılmasıdır.

Bedelli askerlik, vicdani retçiler derken Türk Ordusu’nun asker ihtiyacı karşılanamayacaktır. Bu da özelleştirmenin dayanağı olacaktır.

Uyuyan yasa tasarıları yakında devreye sokulacak, sınır ve sahil güvenliği hızla İçişleri Bakanlığı’na bağlanacaktır. 2004’den beri Ordu içinde yapılan daraltma ve birleştirme operasyonu hızlanacaktır.

Bu arada “Yeni Güvenlik Konsepti” dayatmasıyla TSK’nın ihtiyaç duyduğu silah ve araç gereç alımlarını yaptığı Savunma Sanayi Fonu, MİT ve polise açılmıştır. Üstelik denetimsiz!

Yasayla düzenlemediği için gerekçesi bilinmeyen ve hukuk tekniği açısından kayda girmeyen düzenleme “AB Bakanlığı Kanun Hükmünde Kararnamesi”ne gizlenmiştir!

AKP’nin söylemi de eylemi de açıktır. Ancak, “Bedelli Askerlik” konusuna Meclis’te grubu olan partilerin oy hesapları içinde iktidarın peşine takılmaları tam bir trajedidir. Aynı aymazlık 2B konusunda da gösterilmiştir. Oy… Oy… Bir oy uğruna neler oluyor hayatta…

Uzun lafın kısası, bugün toplumun medya tokmaklarıyla kafasına vura, vura ve oltaya “parayı veren düdüğü çalar…" Evlatlar ölmesin, analar ağlamasın” yemi takılmıştır.

Bir süre sonra sınır ve sahil güvenliği üzerinden alınmış ve kırsaldaki Jandarma’ya birlikte İçişleri Bakanlığı’na bağlanan bir ordu için söylenecek olan şey, “Gel teskere, gel…” türküsüdür.

Beyzadem artık 30.000 liraya tek şınav çekmeden, teskere alacak, Mehmet oğlu Mehmet ise gene ölümüne nöbete devam edecektir.

Daha acısı ise emperyalizmin finans değnekçisi George Soros’un söyledikleridir. “Türkiye’nin en iyi ihraç malı askeridir.”

Evet, fare geçmiş yol olmuştur… 1950’de ABD’ye yaranıp NATO’ya alınmak uğruna Kore’de kanı satılan Mehmetçikten bugünlere gelinmiştir.

Ağaca bakarken ormanı gözden kaçırmak en tehlikeli bakıştır. Mesele tek başına “Bedelli Askerlik” değil, Türk Ordusu’nun tasfiye edilmesidir. Emperyalizme karşı ilk bağımsızlık savaşını veren Türk Ordusu’ndan intikam günüdür. “Bedelli Askerlik” ise Türk Ordusu’nun tasfiye logosunun bir parçasıdır sadece…