Amerikan edebiyatının babası olarak nitelenen Mark Twain 1835 yılında doğdu. Ülke çapında bir yazar olmadan önce kaptanlık, dizgicilik ve madencilik yaptı.

Tom Sawyer’in maceraları adlı çok bilinen eserinin yanı sıra 26 kitap daha yazdı.

Mizaha, canlı ayrıntılara ve unutulmaz karakterlere yaslanan eserlerle dolu yazı kariyeri boyunca birçok deneme ve gezi günlüğüne imza attı.1910’da öldü.

İLK AŞKTAN BU YANA DEĞİŞEN BİR ŞEY YOK.

Adem’le Havva’nın Güncesi, mizahın Amerika’lı babası Mark Twain’den ilk aşka ve ilk kayba dair komik ve dokunaklı bir hikaye. Dünyada ilk yaratılanlardan Adem ile Havva’nın hayatı, tabiatı ve birbirlerini tanıma evresinde, birbirleri hakkında komik

ve ilginç bakış açıları, bugünün kadın ve erkeklerini anlamamıza yardımcı olacağını düşünüyorum.

ADEM : Şu uzun saçlı yeni yaratık ayakaltında fazla dolaşıyor. Daima etrafta ve beni izliyor. Hoşlanmıyorum bundan; birilerinin eşliğine alışkın değilim. Öteki hayvanların yanında kalmasını yeğlerim. Bugün hava bulutlu, rüzgâr doğudan esiyor; sanırım yağmur getirecek bize… Biz mi? Bu sözcüğü nereden buldum ki ben? Hatırladım: yeni yaratık kullanıyor onu.

HAVVA : Şu garip adamın basit zevkleri var ve hiç nazik değil. Dün akşam alaca karanlığında havuza onun da geldiğini ve suda oynayan minik balıkları yakalamaya çalıştığını gördüm. Üstüne çamur topakları fırlattım. Öyle bir şeyi neden yaptığını merak ediyorum. Kalbi falan yok mu? O küçük balıklara hiç mi şefkat beslemiyor? İncelikten uzak işler için özellikle tasarlanmış ve imal edilmiş olabilir mi?

Öyle görünüyor!

ADEM : Yeni yaratık kendisinin nesne ya da hayvan değil, dişi olduğunu öne sürüyor. Şüpheli bir durum aslında bu; hepsi benim için aynı çünkü.

Lakin başımdan gitse ve konuşmasa, ne olduğu hiç umurumda değil.

Yağmura karşı bir korunak yaptım kendime ama huzur içinde sahiplenemedim. Yeni yaratık davetsiz şekilde geldi. Dışarı atmaya çalıştığımda, görmek için kullandığı deliklerden sular akıttı ve onları pençesinin tersiyle sildi ve bazı hayvanların sıkıntıya düştüklerinde çıkardığına benzeyen sesler çıkardı.

HAVVA : Ben de kendimin o garip adam gibi bir deney yaratık olduğumu hissediyorum. Ancak, eğer bir deneysem, yapılan deneyin tamamı benden mi ibaret? Hayır, öyle olduğunu sanmam; geri kalan da onun bir parçası.

Ana parça benim ama geri kalanın da meselede payı var.

Bugün her şey dün olduğundan daha iyi görünüyor. Son rötuşların telaşıyla dağlar biraz dağınık bırakılmıştı ve ovaların bazıları da çer çöple şunun bunun kalıntılarıyla pek dağınıktı. Bazı yerlerde çok yıldız var, bazı yerlerdeyse yok. Dün gece ay yerinden gevşedi ve aşağıya doğru kayarak bu düzenin dışında bir yerlere düştü.

ADEM : Yeni yaratık, adının Havva olduğunu söylüyor. Tamam itirazım yok buna.

Kendisinin nesne veya hayvan değil dişi olduğunu öne sürüyor. Şüpheli bir durum aslında bu, hepsi benim için aynı çünkü. Lakin başımdan gitse ve konuşmasa, ne olduğu hiç umurumda değil.

Yaratık, bir sürü aptalca şeye karışıyor. Hepsinin ötesinde aslan ve kaplan adını verdiği hayvanların neden otla ve çiçekle beslendiği çalışmaları yapıyor. Ayrıca, benim vücudumdan alınmış bir kaburgadan yaratıldığını söylüyor. Her şey bir yana gayet kuşku götürür bir iddia bu. Eksik kaburgam filan yok.

HAVVA : Dün öğleden sonra nasıl bir şey olduğunu görmek için deneyi izledim. Ancak ne olduğunu anlayamadım. Sanırım bir adam. Ona karşı diğer sürüngenlere olduğundan daha fazla merak beslediğimin farkına vardım. Bir sürüngense, elbette ki öyle olduğunu düşünüyorum, çünkü pasaklı saçları ve kılları ve mavi gözleri var ve sürüngene benziyor.

Kendilerini ilk yaratılan deney varlıklara benzeten Adem’le Havva, Mark Twain üstadın ilginç yorumlarıyla hayata başlıyorlar.

*

Özellikle son aylarda korkunç bir hayal kırıklığıyla hayata tutunmaya çalışıyorum. Maalesef güzel ülkem deneme yanılma yoluyla yönetiliyor. Türk lirası pula dönüştü. Bu da bana büyük acı veriyor. Yağmurlu günde yürüyüşe güftesi ve bestesi Sadi Hoşses’e ait Nihavent şarkıyı mırıldanarak başlayacağım. Belki ruhuma iyi gelir.

Ağlamakla inlemekle ömrüm gelip geçiyor,
Devâsı yok, garip gönlüm günden güne eriyor,
Feryâdıma, efgânıma kimse bir ses vermiyor,
Devâsı yok, garip gönlüm günden güne eriyor….

24 Kasım 2021