-Eğer hukuk, hukuk olmaktan çıkmış ise...

-Eğer OHAL uygulamaları, hukuk sayılır ise...

–Eğer hukuk, niyet okuyan bir kuruma dönüştürülür ise...

-Ve damatlar şerbet bırakılır, gazeteci ve yazarlar aylarca, yıllarca içerde tutulur ise... Elbette bu ülkede bir hukuk sorunu var demektir; hatta hukuk devleti olmaktan çıkılmış demektir.

Ve toplumda böyle bir kanaat uyanmış ve de uyandırılmış ise...

Elbette bu ülkede "15 Temmuz Darbe Kalkışması"nın soruşturması da ciddiyetini kaybetmiş, sulandırılmış demektir.

***

-Eğer dokunulmazlıkların kaldırılması, bir siyasi partiyi meclisten silmek ise...

-Eğer dokunulmazlıkların kaldırılmasından amaç, muhalefeti sindirmek ve meclisi susturmak ise...

-Ve "adalet", sadece bazı siyasi partilerin isminde kalmış ise...

-Ve de adaletin aranması için muhalefet, yollara düşmüş ise...

Elbette ki siyasi iktidar için, yollardaki bu arayış önemli bir uyarıdır; kulak verilmeli, ciddiye alınmalıdır.

Demirel gibi "yollar yürümekle aşınmaz" denmemelidir.

***

İşte "adalet'in artık yollarda arandığı bir hukuk skandalı yaşanmaktadır ülkede.

Yani CHP milletvekili olan Enis Berberoğlu vakası!

Enis Berberoğlu Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmenliği yapmış, CHP Parti Meclisi üyeliği ve Genel Başkan Yardımcılığı yapmış ve CHP milletvekili olmuş bir kişidir.

19 Ocak 2014'te Hatay'da, silah taşınıyor iddiasıyla durdurulan MİT TIR'larının görüntüsü, 29 Mayıs 2015 tarihinde Cumhuriyet Gazetesi'nde yayınlanmıştı.

Cumhuriyet gazetesinin o günkü Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar, "belgeleri bir milletvekilinden aldım" demişti.

Ve bu milletvekilinin CHP'den Enis Berberoğlu olduğu işaret edilmişti.

Enis Berberoğlu yargılandı. Müebbet hapis cezası verildi, 25 yıla indirildi, yurtdışına kaçma olasılığı var diye cezaevine konuldu.

***

Peki, Berberoğlu ne ile suçlanmıştı?

-Daha önce Aydınlık gazetesinde yayınlanmış, sonra yayın yasağı konulmuş olan "MİT TIR'larının 1 Ocak ve 19 Ocak 2014 tarihlerinde durdurulup aranması" görüntülerini Can Dündar'a vermekle...

-Ve de "Devletin gizli kalması gereken bilgi ve belgelerini askeri ve siyasi casusluk amacıyla temin etmek ve FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etmek"le suçlanmıştı.

Enis Berberoğlu CHP milletvekili idi. Dokunulmazlığı vardı ama kaldırıldı. Çünkü Anayasa'da dokunulmazlıkların kaldırılması yeniden düzenlenmişti. Milletvekilleri üzerinde bir operasyon yapmanın yolu açılmıştı.

***

Anayasada dokunulmazlıkların kaldırılmasına CHP de evet demişti.

Kılıçdaroğlu 13 Nisan 2016 günü CNN'deki bir söyleşide, "AKP'nin yaptığı düzenleme Anayasa'ya aykırı olmasına rağmen 'evet' diyeceğiz" demişti.

Ve yine CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan da "Anayasa'ya aykırı ama yine de 'evet' diyeceğiz" demişti.

Ama bir kısım milletvekilleri itiraz etmiş, "Bu karar bir gün döner bizi vurur" demişlerdi.

Ve yine hukukçu milletvekilleri ve diğer hukukçular "Türkiye gibi yargı bağımsızlığı konusunda ciddi sorunları olan bir ülkede bunun büyük risk olabileceğini" anlatmaya çalışmışlardı. Ama dinlememişler ve de dinlenmemişler idi.

Çünkü hedefte HDP milletvekilleri gösterilerek siyasal bir körlük yaratılmıştı.

Sonuçta dokunulmazlıkları kaldırılan milletvekilleri, "siyasallaştığı CHP tarafından da özellikle iddia edilen yargının" adaletine terk edilmiş oldu.

İşte bugün "yargının siyasallaşmasıyla yok oldu" denilen adalet, Ankara'dan İstanbul'a yürünerek aranmakta...