ACABA ÇOCUKLARIMIZ NİÇİN SORU SORAMIYORLAR?

Doğduğum köyde; okullar tatil olduğu zaman, bir yazar olarak soru yöneltenler çoğalır. Bir gün eve bir kız öğrenci geldi. Kızımı kapıda karşıladım. İçeriye aldım. Selamlaştık. Salona geçtik. Kızımı konuşturdum:
-Salim Dede, geçenlerde anneannem bana ‘’ Komşu Hu,hu,hu’’ tekerlemesini söyledi.
-Hangisi kızım?
-Tekerlemelerin çeşidini bilmem ama, bana anlatılan ‘’Yandı Bitti Kül Oldu’’ idi.
-Salim Dede, bana anlatılan her şey belleğimde kalmıyor ama bu tekerleme belleğimde kaldı. Tekerleme benim hoşuma neden gitti diye size sormaya geldim.
-Yavrum, tekerleme nedir? Biliyor musun?
-Sözlük açıp öğrenmek de aklıma gelmedi. Ama tekerlemeyi sevdim.
-Yavrum, siz tekerlemeyi bana anlatın. Ben de dinlemiş olayım. Şimdi ben size tekerlemenin iki tanımını vereceğim:
•Tekerlemeler masallarda geçer. Başlarda ve aralarda verilir. Tekerlemelerdeki sözcükler anlamlı da, anlamsız da olabilir. Tekerlemenin anlatımında sözcüklerin benzerliğinden yararlanılır.
•Her tekerlemede hazır cevaplılık vardır. Tekerlemelerde insanların hoşuna giden yan da budur. Hazır cevaplar dinleyeni şaşırtan bir karşılıktır. O da insanın gülmesine neden olur.
İki tanımda ne var? Sözcükler benzerliği ile hazır cevaplılık var. Sözcük benzerliği anlatıma bir doyumsuzluk kazandırıyor, anlamlı yanıyla dinleyeni etkiliyor. Tekerlemenin anlamsız yanı ise hazır cevaplılık ile insanı şaşırtıyor, hem de güldürüyor. Tekerlemedeki anlamsızlıkları yakalayabildin mi?
Salim Dede, size anlattığım tekerlemede, balta kestiye kadar olan kısım mantıklıdır. Şiir gibi insanı sarıyor. Ama balta nerede? Deyince yandı bitti kül oldu diyor. Bu kısım mantığıma yatmadı. Balta, ormanda ağaçları keser.Orman da yanar. Orman kül de olur.