Günlerdir siyaset, “20 yıllık iktidara devam mı, yoksa yeni bir iktidar mı?” arayışına kilitlenmiş durumda.

Aslında bu kilitlenme, 2017 referandumu, 2018 genel seçimi ve 2019 yerel seçiminden beri zaten yaşanan bir olgu idi.

Nitekim 6 muhalefet partisi liderinin, 12 Şubat 2022 günü bir araya gelerek başkanlık sistemine karşı birlikte çalışma kararını açıklaması, güçlü bir muhalefet bloku oluşturdu.

Bu oluşumun tetikleyicisi ise:

“2017 Adalet Yürüyüşü” oldu.

2018’de, CHP’den İYİ Parti’ye 15 milletvekilinin emanet geçişi oldu.

Devamında 5 Mayıs 2018’de CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi ve Demokrat Parti tarafından “Millet İttifakı”nın kuruluşu oldu.

Ve de ardından bu ittifak partilerine, DEVA ve GELECEK partilerinin de katılımıyla 6’lı bir masa oluştu.

Bugüne kadar başkanlar düzeyindeki bu 6’lı masa 4 toplantı yaptı.

1’inci toplantı 12 Şubat 2022 günü,

2’inci toplantı 28 Mart 2022 günü,

3’üncü toplantı 25 Nisan 2022 günü,

4’üncü toplantı 29 Mayıs 2022 günü yapıldı.

Ve bu toplantılarda başkanlık sistemine karşı etkili bir strateji belirlenmeye çalışıldı.

* * *

Asıl yapıştırıcı gücü “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” olan 6’lı masanın, 4’üncü buluşmasında 10 maddelik “İlkeler ve Hedefler Bildirgesi” yayımlandı.

Ortak yazılı açıklamada ise “Bugün açıkladığımız ‘Temel İlkeler ve Hedefler’ metni, bundan sonraki ortak çalışmalarımıza referans kaynağı olacaktır” denildi.

“Bu referans metin, aynı zamanda milletimize ve partilerimizin tabanlarına ortak bir taahhüt niteliği taşımaktadır” denildi.

“Farklı siyasi geleneklere sahip bizler, Cumhuriyet’imizin ikinci yüzyılına adım atarken ülkemizin daha huzurlu, daha mutlu, daha müreffeh, daha özgür ve daha demokratik olmasını sağlamak üzere iş birliği ve güç birliği yaptık” denildi.

Ve de “Bu birlikteliğimizi, milletimizin desteği ile hedeflerimizi gerçekleştirinceye kadar sürdüreceğiz” denildi.

İşte bu 10 maddelik “İlkeler ve Hedefler Bildirgesi”nde yer alan temel başlıklar:

1-Kuvvetler Ayrılığı ilkesine dayalı güçlendirilmiş parlamenter sistem…

2-Özgürlükçü kamu düzeni…

3-Her tür ayrımcılığa son verecek çoğulcu, katılımcı ve özgürlükçü demokrasi…

4-Düşünce, İfade ve Basın Özgürlüğü…

5-Din ve Vicdan Özgürlüğü…

6-Toplumsal barış ve tarafsız/bağımsız yargı önünde hesap verilirlik…

7-Sosyal devlet ve gelir adaleti…

8-Üretim ve istihdam odaklı ekonomi…

9-Siyasi etik reformu…

10-Etkin ve itibarlı dış politika…

* * *

İşte burada bir atasözünü hatırlamak ve de hatırlatmak gerekti.

Atasözü, “Allah fukarayı sevindirmek isterse önce eşeğini yitirtir, sonra buldurur” der.

Yani yukarıdakiler, zaten olması gerekenlerdir. Ve bir devlet olabilmenin ve de demokrasinin olmazsa olmaz koşullarıdır.

Önemli olan, Türkiye siyasetini, Türkiye ekonomisini belirleyen konular üzerinde ne düşünülmekte, ne gibi projeler üretilmekte ve neler önerilmekte olduğudur.

Yani NATO için, AB ve özellikle ABD politikaları için ne düşünülmektedir?

12 Eylül 1980 darbesiyle ekonomiyi küresel sermayenin finans kurumlarına teslim eden, Türkiye ekonomisin tarumar eden 24 Ocak kararları için…

Bizim gibi ülkeleri ekonomik kıskaç altına alan Neoliberalizm için…

Ve özelleştirme, kamulaştırma ve devletleştirme için ne düşünülmektedir?

Türkiye’nin hem bu gününü hem yarınını ilgilendiren Suriye ve Irak politikaları için…

Ülkede bütünlük ve barışı sağlamakta önemli olan Kürt sorunu ve Alevi sorunu için…

Ve de Kıbrıs sorunu, Ermenistan sorunu ve soykırım iddiaları için ne önerilmektedir.

* * *

Evet, mademki yeni bir Türkiye deniyor, bir cennet vaat ediliyor…

Mademki parlamenter sisteme dönüş bir mucize olarak sunuluyor…

Mademki çok farklı siyasetlerdeki 6 parti, ülke sorumluluğu duyarlığı ile bir araya gelmiş ve de bu ülkeyi yönetmeye talip olunuyor…

O halde 6’lı masa bu sorunlar için ne düşünüyor, açıklanabilmelidir.

İktidara sormaya gerek yoktur, çünkü ne yaptığı ne yapmadığı zaten görülmektedir.

Ama bu sorunlar için söylenecek sözler, Erdoğan karşıtlığı ile ifade edilerek geçiştirmek olmamalıdır.

Ve de yalnız Erdoğan karşıtlığına kilitlenmiş bir siyasetin, var olan kutuplaşmayı daha da büyütmekten ve keskinleştirmekten başka bir getirisi olmayacağı da bilinmelidir.

Sonuçta özet olarak, daha net ve de çok daha net olunmalıdır.

Aksi durumda 2023 seçimleri, çantada keklik değildir!