9 Ağustos 2016 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 6728 sayılı "Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun" ile çok sayıda Kanunda düzenlemeler yapıldı.
Anılan Kanun'a ilişkin geçtiğimiz hafta yapmış olduğumuz açıklamalara bu yazımızda da devam ediyoruz:
10. 5941 sayılı Çek Kanunu'nda yapılan değişiklikler sonucunda;
a) Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanuni ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak “karşılıksızdır” işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adli para cezasına hükmolunabilecek.
b) Adli para cezalarının ödenmemesi durumunda, bu ceza 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 106. maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan kamuya yararlı bir işte çalıştırma kararı verilmeksizin doğrudan hapis cezasına çevrilecek.
11. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 40. maddesinin ikinci fıkrasına eklenen cümle ile gerçek kişi tacir ile tüzel kişi tacir adına imza atmaya yetkili kişi, ticaret unvanını ve bunun altına atacağı imzayı, noter onayı şartı aranmaksızın ticaret sicili müdürü yahut yardımcısı huzurunda yazılı beyanda bulunmak suretiyle de verebilecek. Benzer şekilde Türk Ticaret Kanunu'nda “noter onayı” aranan işlemlerde bu şart kaldırıldı ve belgelerin ticaret sicili müdürü yahut yardımcısı huzurunda imzalanması, işlemin hukuken geçerlik kazanması için yeterli sayıldı.
12. Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 30. maddesinin (d) bendinin sonuna eklenen parantez içi hüküm ile 5520 sayılı Kanun'un 13. maddesine göre transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılan kazançlara ilişkin aynı Kanunun 11. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi uyarınca kanunen kabul edilmeyen giderlere ve Gelir Vergisi Kanunu'nun 41. maddesinin birinci fıkrasının (5) numaralı bendine göre işletme aleyhine oluşan farklara ilişkin olup mükelleflerce ithalde veya sorumlu sıfatıyla ödenmiş olan katma değer vergisinin, mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden indirilmesinin sağlanması yönünde çok önemli bir düzenleme yapıldı.
13. Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 5/B maddesinde düzenlenmiş olan sınai mülkiyet haklarında kazanç istisnası ile ilgili olarak Maliye Bakanlığı tarafından vergi avantajı sağlanacak kuruluşların patentlerinin değerleme raporuna bağlanması zorunluluğuna son verildi.
14. Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 4. maddesinin birinci fıkrasına eklenen hüküm ile tüm giderlerinin kanuni ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayan kurumlar tarafından karşılanması ve söz konusu giderlerin Türkiye’de tam veya dar mükellefiyete tabi herhangi bir kurumun hesaplarına intikal ettirilmemesi veya kârından ayrılmaması kaydıyla, Ekonomi Bakanlığından alınan izne istinaden kurulan bölgesel yönetim merkezlerine kurumlar vergisi muafiyeti tanındı.
Türkiye’de tam veya dar mükellefiyete tabi herhangi bir kurumun, bölgesel yönetim merkezinin yönetimi altında bulunması muafiyet hükmünün uygulamasına engel teşkil etmeyecek.
15. Kurumların iki tam yıl elde bulundurduktan sonra satışını gerçekleştirdikleri gayrimenkul ve iştirak hissesi satış kazançlarına ilişkin kurumlar vergisi istisnasını düzenleyen Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 5. maddesinin ( e ) bendinde yapılan değişiklik ile;
a) Devir veya bölünme suretiyle devralınan taşınmazlar, iştirak hisseleri, kurucu senetleri ve intifa senetleri ile rüçhan haklarının satışında aktifte bulundurma sürelerinin hesabında, devir olunan veya bölünen kurumda geçen süreler de dikkate alınacak.
b) 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu kapsamında geri kiralama amacıyla ve sözleşme sonunda geri alınması şartıyla, kurumlar tarafından finansal kiralama şirketleri, katılım bankaları ile kalkınma ve yatırım bankalarına veya 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu kapsamında kira sertifikası ihracı amacıyla varlık kiralama şirketlerine devredilen taşınmazların kiracı ya da kaynak kuruluş tarafından üçüncü kişilere satışında, aktifte bulundurma sürelerinin hesabında, bu taşınmazların finansal kiralama şirketi, katılım bankaları, kalkınma ve yatırım bankaları ile varlık kiralama şirketinin aktifinde bulunduğu süreler de dikkate alınabilecek.
16. Transfer fiyatlandırma yöntemlerine OECD uygulamalarında yapılan değişikliklere paralel "işlemsel kâr yöntemi" eklendi. Anılan yöntem emsallere uygun fiyat veya bedelin tespitinde, ilişkili kişiler arasındaki işlemden doğan kârı esas alan yöntemi ifade ediyor. Bu yöntem işleme dayalı net kâr marjı yöntemi ve kâr bölüşüm yöntemini esas almakta. İşleme dayalı net kâr marjı yöntemi, mükellefin kontrol altındaki bir işlemden maliyetler, satışlar veya varlıklar gibi ilgili ve uygun bir temele dayanarak tespit ettiği net kâr marjının incelenmesi esasına dayanıyor. Kâr bölüşüm yöntemi ise ilişkili kişilerin bir veya daha fazla sayıdaki kontrol altındaki işlemlere ilişkin toplam faaliyet kârı ya da zararının, üstlendikleri işlevler ve yüklendikleri riskler nispetinde ilişkili kişiler arasında emsallere uygun olarak bölüştürülmesi esasına dayanmakta.
17. Yasanın 60’ncı maddesi ile gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin işletmeleri bünyesinde gerçekleştirdikleri araştırma ve geliştirme faaliyetlerine ilişkin harcamalarının %100 ünün kazancın tespitinde indirim konusu yapılmasına ilişkin olarak, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu ve 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununda yer alan düzenlemeler, 5746 sayılı Araştırma, Geliştirme ve Tasarım Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun kapsamına alındı.
18. Transfer fiyatlandırmasına ilişkin belgelendirme yükümlülüklerinin tam ve zamanında yerine getirilmiş olması kaydıyla, örtülü olarak dağıtılan kazanç nedeniyle zamanında tahakkuk ettirilmemiş veya eksik tahakkuk ettirilmiş vergiler için vergi ziyaı cezası (Vergi Usul Kanununun 359. maddesinde yazılı fiillerle vergi ziyaına sebebiyet verilmesi hali hariç) %50 indirimli olarak uygulanacak.