Daha 1915’e gelmeden, 1914 Birinci Dünya Savaşı daha başlamadan, Ermeniler 1877 den beri Kafkaslarda ve Rusya’nın işgal ettiği Kafkaslar ve Doğu Anadolu’da bakın neler yapmış. (1)
Tarih, 2 Kasım 1914 Ruslar, Osmanlı Devletine savaş ilan etti.(2)
“Ermeni çeteleri bu tarihten çok önce gerilla savaşı yürütecek küçük birlikler kurmuşlardı. Ayaklanmacı Ermeniler geniş ölçüde Ruslar tarafından yüklenilmiş olan, muazzam malzeme ile silahlanmış durumda idiler.”
“1878 de Ermeniler, (bakın Ermeniler ne kadar masum ve ne kadar zavallı!) Osmanlılardan alınmış bulunan Kars, Ardahan, Artvin, Van, Erzurum, Bitlis vilayetlerinde çeteler oluşturdular.”
“Osmanlı Meclis-i Mebusanından Armen Garo Pastırma- cıyan’ın kurduğu savaşçı çete, 1000 kişiden fazla idi.” (a.g.e. sayfa 203)
Dikkat edin! Osmanlı Meclis –i mebusan’ında mebus olan bir Ermeni diyor. Yani ne kadar zavallı, ne kadar çaresiz ve ne kadar baskı altındalar görün. Bu suçun karşılığı bütün dünya devletlerinde anında idamdır. Osmanlı Devleti böyle bir ihanet sahibine mebus maaşı veriyor. Osmanlı Devletinin şu sabrına bakın.
“1895 Ermeni Ayaklanmasına önderlik eden Andarik (Antranig), İran’dan ve Rusya’dan getirttikleri binlerce Ermeniler ile Anadolulu ayaklanmacıları örgütlediler.”
“… Birinci Dünya Harbi başlamadan çok evvel zaten Ermeniler gerilla savaşı yürütecek kadar küçük birlikler hâlinde teşkilatlanmışlardı. Rus desteği ile muazzam miktarda silah depolamışlardı….”sayfa 202
“… Savaş ilan edilince Ermeni isyancılar derhal seferber oldular. Ermeni köylerini tek tek dolaşarak eleman devşirdiler….” Sayfa 203
“Çete birliklerine Osmanlı ordusundan ayrılmış çok sayıda Ermeni asker kaçağı katıldı. Anadolu’da gerilla savaşçılığı ve eşkıyalık edecek olan bu çeteler, Kafkasya’da hazırlık içinde olan Rus ve Ermeni birliklerine katıldılar. Ermeni ve Müslüman halk ayrışmaya başladı. Yalnız Ermenilerden veya yalnız Müslümanlardan oluşan köylere göç etmeye başladılar. Çok sayıda Ermeni bu dönemde Rus hattının gerisine göç ettiler. Müslümanlarda Osmanlı cephesinin gerisine göç ettiler.(Sayfa 204)
“6000- 8000 kişilik Ermeni çeteler oluşturuldu. Kağızman yöresinde toplanıp Rus Subaylar tarafından eğitildi. Iğdır’da 60000, Sivas yöresinde 30,000 silâhlı Ermeni toplandı.” ( a.g.e sayfa 204)
“1915 Mart ayında Van vilâyetinde Ermeni ayaklanmacılar isyan başlattı. Ermeni köylüleri Van kentine sızdı. Müslüman köylerine saldırdı. Buna karşılık Kürt aşiretleri Ermeni köylerini bastı. Nisan 1915 de Van’daki Ermeniler, polis karakollarına ve Müslümanların konutlarına ateş etmeye başladılar. 4000 i bulan Ermeni savaşçısı kentin içine girmişti. Osmanlı güvenlik güçleri geriledikçe Müslüman mahallelerini yakıyorlar ve Müslümanları öldürüyorlardı. 14 Nisan 1915 de Van kenti tümüyle Ermenilerin elindeydi.” (a.g.e. sayfa 208) (Tarih Mart 1915- Dikkat edin daha 24 Nisan gelmedi. Tehcir başlamadı)
“… Ermeni çeteci birlikler Anadolu’nun her yerinde Osmanlı askerlerine saldırdı…”
“… Bazı Kürt aşiretleri silahlanıp Ermeni çetecilere ve bazı Ermeni köylerine baskın yaptı…” sayfa 208
“..,Van Müslümanları herhangi bir direniş ve örgütlenmeye imkân bulamadan etkin bir şekilde yok edildiler. Halkın ileri gelenlerine korkunç işkenceler yapıldı. Van’da İslâmlara ait ne varsa camiler dahil ateşe verildi….”
“… Ölmeyen Müslümanlar kaçanlardı. Onlar da yollarda Ermeni çeteciler tarafından yakalanıp malları ellerinden alındı, kadınlara tecavüz edildi ve çocuklar bile öldürüldüler…”
“… Müslüman erkeklerin çoğu askere alınmıştı. Yalnız yaşlılar, kadınlar ve pek gençler vardı. Oysa Ermeniler orduya hiçbir zaman alınmamıştı. Son dönemde alınanlar da kaçarak çetecilere katılmışlardı. …” (a.g.e. sayfa 210)
“… Şubat 1915 Ermeniler telgraf tellerini keserek Osmanlı muhaberatını kestiler. Bu Rus ordusuna yapılacak en büyük iyilik idi….” (Lütfen dikkat! Daha ortada Tehcir yok.)
“… 1916 da Rus ordularına öncü birlik gibi yardım ettiler. Ermeni çetecilerin bu hareketinin üç zararı oldu. Bir, Anadolu’yu savunmayıp Osmanlı askerlerini yalnız bıraktılar. İki, Rus tarafına geçerek Rus ordusunu güçlendirdiler ve rahat ilerlemesini sağladılar. Üç, Batı cephelerine asker sevkini ve desteğini önlediler. Bir taşla üç kuş…” (a.g.e. sayfa 216)
*
BİR DE PROF.DR. ŞAMİL VELİYEV’İ DİNLİYELİM
“Hiçbir tarihî ve toplumsal zorunluluk olmadan Ermenistan devleti kurmak için Güney Kafkasya’da korkunç katliamlar yapılmıştır. Geniş bir coğrafyada hâkim olmak için Kafkasya’da meskûn olan halkları kendi ata yurtlarından çıkarmaya, onlara olmadık işkence ve katliamlar yapmaya başlamışlardır. Tüm bu olaylar, zamanın basın ve kitle yayınlarında yer almıştır. Kafkasya’da yalnız Türk-Müslüman halka karşı değil, bu bölgede bin yıllar boyu yaşayan halklara (Yahudilere, Gürcülere, Lezgilere, Talışlara vb.) karşı da aynı vahşeti yapmışlardır.”
“Ayrı ayrı bölgelerde Ermeni barbarlığının izleri sistematik hâle getirilerek, yapılanların insanlığa karşı işlenmiş bir suç ve uluslararası belgelerde kriterlere göre SOYKIRIM OLDUĞU tamamen kanıtlanmıştır.
Şunu da hatırlatmakta yarar vardır ki bu meselede, tüm uluslararası kriterler Ermenilerin aleyhine olsa bile, bazı devletler ve bazı uluslar arası kurumlar, bu konuda çifte standart uyguluyor. Haksız yere Ermeni taraftarı oluyorlar.
Tarihî gerçeklerin yalnız belgelerle ortaya çıkabileceğine vurgu yapan TENZİLE RÜSTEMHANLI, sayısı binlerce olan belgelerin incelenmesi neticesinde, Türklerin değil Ermenilerin soykırım yaptığını kanıtlamıştır.
Ermeni tarihçilerin genellikle gerçeği ortaya çıkarmaya çalışmadıklarını hatırlatarak, ünlü araştırmacıların vardığı sonuçlarla, sahtekârlara gereken cevabı vermiştir. Tarih, Ermenilerin hayallerine bırakılmayacak kadar önemli bir meseledir.” ( 3)
Prof.Dr.Şamil Veliyev
*
1850 lerde başlayan, Ermenilerin, isyan ve ihanetleri, gördüğünüz gibi 1877 de (93 Harbi ile) büyük bir ivme kazanıyor. Küçük, küçük ihanet ve isyanlar birden cinayet, katliam, sürgün, soygun ve soykırıma dönüşüyor. 1914 de I Dünya Harbi ile artık Ermeniler yıkılacağına kesin olarak inandıkları Osmanlı Devletine tamamen cephe alıyorlar ve resmen işgalci düşman orduları tarafına geçiyorlar. Asla öyle mazlum, masum, mazbut falan değiller. Gayet iyi silâhlanmış, asla azımsanmayacak kadar çok personeli olan (yani ordusu olan) bir güçtür. Büyük devletlerin hepsinin desteklemesi de cabası. Öyle olmasa 3 Aralık 1920 ye kadar Osmanlı Devleti ile YEDİ SENE kafa kafaya nasıl savaş yapabilirdi?
Bilâkis zayıf ve güçsüz olan Osmanlı devletidir. Osmanlı devletinin avantajı nüfusu çoktur. Yoksa Müslüman halk, sefil ve perişan haldedir. Kim kime soykırım yapabilir bir düşünün bakalım. … (?)

KAYNAKLAR:
( 1)Prof.Dr.Justin McCARTHY -ÖLÜM ve SÜRGÜN -çeviren Bilge UMAR- İnkılâp Yayınevi- İstanbul 1998
( 2)Justin McCARTHY - ÖLÜM ve SÜRGÜN s.202- 198202- -çeviren Bilge UMAR- İnkılâp Yayınevi- 1998
( 3) Doç.Dr.Tenzile RÜSTEMHANLI -ERMENİ MEZALİMİ TÜRK MÜSLÜMAN SOYKIRIMI Çeviren- Dr. Gaffar ÇAKMAKLI Kara Kutu yayınları- Cağaloğlu-Ekim 2009- sayfa.8-9
(SÜRECEK)