EDREMİT’E BAĞLI CUNDA ADASI RUM OKULUNUN
1884 GİZLİ DERS PROGRAMI: (Lütfen dikkat! Yıl 1884)
-Türkleri, Rumlara ezelî düşman olarak tanıtmak.
-Türkleri iktisaden zayıflatmak.
-Avrupa devletleri yanında Türklerin her konuda itibarını zedelemek
-Türk milletini ahlâk, din, milliyet ve gelenek bakımından zayıflatmak
-Türk gençliğini bozmak,
-İstanbul’u ele geçirmek,
-Türk halkı ile Devletin arasını açmak.
-Her meslekten Türk’ü zor duruma düşürmek,
-Rüşvet ve kandırma yoluyla Türk taraftar edinmek,
-Türk çiftçisini borçlandırmak ve işini veya malını Rumlara devretmesini sağlamak”
*Bu kuralların, aynen ve daha fazlası ile bütün Ermeni okullarında da geçerli idi.”
*
PEKİ, YAHUDİ MEKTEPLERİNDE DURUM NE İDİ? (age. s. 195)
“Selanik’te Alman Musevileri tarafından açılan okulda Siyonizm faaliyetlerini belirten bir belgede şunlar yazılıdır:
“Selanik’te bilaruhsat (ruhsatsız) açılmış olan HORONGARRAVA-CIYAN BAHÇESİ namındaki mekteplerin Siyonizm fikrinin terviç (revaç- itibar görme) ve temini maksadına müstenid küşad (sebep olmak) edildikleri anlaşıldığından” diyerek Devleti uyarıyor.
Bunların propaganda maddelerine bakalım.
“Madde 3. Roma ve Doğu kiliselerini birleştirmek. Bu amaç için Doğu Hıristiyanlarını Katolikleştirmek.
Madde 4. Osmanlı tebaasındaki Hıristiyanları Osmanlı Devletinden koparmak. Kendi emellerine hizmet ettirip onları bağımsız devletler hâline getirmek.
Madde 5. Müslüman Türk çocuklarını din açısından etkileyerek, kendi milletinden ayırma”
*
“Misyoner okullarının en etkilisi Amerikan misyoner teşkilatı idi. Bunların en önemlisi “American Board of Commissioners for Foreign Missions” idi. 1810 nda Amerika Bostan’da kuruldu. 1821 den itibaren Türkiye’ye gelmeye başladılar. Birçok art niyetli hedefleri yanında en büyük hedefleri Ermeniler arasında Türk Düşmanlığını yaymaktı. Bu amaç için:
1)Kilise ve Manastır kurmak
2) Okullar açmak
3) Telkin konferansları vermek
4) Hayır cemiyetleri kurmak.
5) …, 6, …, 7. …, 8… , “gibi faaliyetler planlamışlardı.”
*
Farkında mısınız? Plan yürüyor değil mi? Şimdi de bunu yapıyorlar. Tarihimizden istisnaları cımbızla çekip çekip ortaya atıyorlar. Padişahları, paşaları ve Cumhuriyeti kuranları uydurma bahanelerle suçlayarak küçük düşürmeye ve tarihimizi yeniden yazmaya uğraşıyorlar. Eğer her millet kendi tarihimizi düşmanların ve rakiplerin ağzı ile yazarsa vay başımıza geleceklere!
Tarihi yeniden yazmaya çalışanlara bu tuzağa düşünlere, Cumhuriyetimizin temel ilkelerini yerden yere vuranlara azınlık okulları müfredatını bir kez daha okumalarını salık veririm.
Yusuf Halacoğlu’nun şu veciz sözü, kulağımıza küpe olmalıdır:
“Atalarımız temiz- tarihimiz temiz”
*
TARİHE BAŞKA BİR PENCEREDEN BAKALIM
1914 Birinci Dünya Harbinde Devlet olarak Osmanlı nasıldı? Türkler (Müslüman tebaa) nasıldı?
I-Osmanlı Devletinin, çağın en güçlü devletleri ile savaş hâlinde olduğunu;
II-Yedi cihetten saldırıya uğradığını ve bu saldırıların 100 yıllık bir geçmişten beri devam ettiğini;
III-Müslim tebaanın savaşmaktan kırıla, kırıla savaşacak erkek nüfusunun kalmadığını 15-16 yaşındaki çocukların bile askere alındığını;
IV-Müslüman erkek kalmadığı için, tarlada, bağda bahçede bütün işleri kadınların yaptığını, tarımın ve ekonominin çöküğünü;
V-Halkın karnını doyurmak için dağlardan ot topladığını;(1)
VI-Devletin, subay ve öğretmenler dâhil, memurlarına maaş ödeyemediğini ve cephede savaş durumundaki askerine bile düzgün yemek veremediğini,
VII-Askerlerin köyünden getirdiği çarık ve elbiseyi giydiğini
VIII-Devletin çaresiz, halkın perişan olduğunu; …, görürsünüz.
IX-Birinci Dünya Savaşının patlak verdiği 1914 yılına gelene kadar savaşlarda Müslüman erkek nüfusu o kadar kırılmıştı ki, Osmanlı Devleti 16-38 (Bazı kaynaklar 15-45) yaş arası herkesi aldı. O tarihe kadar gayri Müslimler askere gitmiyordu. (2) Böylece Ermeni, Rum ve Yahudi tebaa, savaşlarda ölmüyor, sakatlanmıyor, işlerinin ve eşlerinin başında sağ selâmet yaşıyorlardı. Bu sayede Osmanlı İmparatorluğunda, devamlılık isteyen mesleklerin hepsini 700-800 sene boyunca Ermeni, Rum ve Yahudiler yapmıştır. Bu yüzden Osmanlı Devletinde, Ermeni, Rum ve Yahudi zengindir. Elit tabakadır. Hatta bu süreklilik sayesinde eğitimli zümre yine gayrimüslim tebaadır. Dolayısıyla Müslim halkın her daim MUHTAÇ OLDUĞU, zengin, sanatkâr ve zanaatkâr tabaka, Gayrimüslim zümredir. Yıllardır süregelen savaşlar yüzünden, 1914 te Harb-i Umumi (I.Dünya Savaşı) patlak verdiğinde askere alacak genç nüfus kalmamıştı. Bu yüzden 15-45 yaş arası herkesi askere aldılar.


İstiklâl Harbinde çocuk askerler

X- Çocukları askere almak da yetmedi. Bu defa Devlet,
“Bu vatan, bu topraklar, Ermeni, Rum ve Yahudi tebaanın da vatanı, bin yıldır birlikte yaşadığımız toprakları, birlikte savunalım“
diye Gayrimüslim vatandaşı da askere aldı. Aldı ama ne yazık ki (Yahudiler hariç) Ermeni ve Rumlar Türk Ordusundan firar edip düşman tarafına geçti. Vatanı korusun diye eline verdiğimiz silâhla bizi vurmaya başladı. Aynı durum 1912 de Balkan Savaşlarında ve bütün Ege adalarında da olmuştur. Rumeli’nde (3) Müslüman tebaaya yapılan ihanet, isyan, yağma, yıkma, yakma, sürgün, soygun, soykırım ve tecavüz; aynen Doğu Anadolu’da ve Kafkaslarda, Ermenilere örnek olmuş ve cesaret vermiştir.

(1) –a-Ahmet Refik ALTINAY- Kafkas Yollarında (Hâtıralar ve Tehassürler) ERMENİ MEZALİMİ- Fikir Yayınları- 1992 –İst. –b- Ahmet Refik ALTINAY-İki Komite İki Kıtal- Hamide Koyukan - Kebikeç Yayınları 1994- Ank.
(2) Bu pozitif ayrıcalık Ermeni, Yahudi ve Rumlara sonsuz derecede rahatlık, huzur ve bol kazanç sağlamıştır.
(3) –a-19.İlker ALP - Belge ve Fotoğraflarla BULGAR MEZALİMİ 1878-1989 -Trakya Üniversitesi Yayınları 90/1 Ankara-1990) –b-35.Tenzile RÜSTEMHANLI-ERMENİ MEZALİMİ TÜRK MÜSLÜMAN SOYKIRIMI Çeviren- Dr. Gaffar ÇAKMAKLI Kara Kutu yayınları- Cağaloğlu-Ekim 2009
(SÜRECEK)