Bu yazının yazıldığında henüz seçim sonuçları belli olmamıştı. Bugün, yani Pazartesi nasıl bir sonuç olduğu görülmeden yazılan bir yazı oldu.

Elbette seçim sonuçlarına göre de söylenecek, yazılacak şeyler olacaktır.

* * *

Ama şunları söyleyebiliriz ki;

-Her cumhurbaşkanı adayı, yapabileceği çalışmanın azamisini yaptı.

-Seçime giren her parti, yapması gereken çalışmayı yaptı.

-Doğudan batıya, kuzeyden güneye tüm Anadolu dolaşıldı.

-Her cumhurbaşkanı adayı ve de seçime giren her parti çok sayıda vaatlerde bulundu. Vaatlerin büyük çoğunluğunun ortak olduğu da görüldü.

-Ağırlıklı söylemler vaatler olsa da ülke için çok önemli ve de olması gereken bir demokrasi vurgusu, demokratik bir Türkiye vurgusu yapıldı.

-İnsanlar yeni bir umutla meydanlara yürüdü. Adeta bir demokrasi şöleni yaşandı diyebiliriz.

-Özellikle de bu mitinglerde toplumun bir arayış içinde olduğu görüldü.

-Çünkü OHAL ile ülkede büyük bir tahribat yaşandı.

-Binlerce insan işinden, özgürlüğünden oldu.

-Yargıya güven hiç kalmadı.

-Ekonomi kırılgan...

-Kin, nefret, mezhepçilik yaygınlaştı ya da yaygınlaştırıldı.

İşte böyle bir zamanda, sanki bir "dip dalga" toplumu, siyaseti sarstı. Herhalde iktidar da, muhalefet de bu dip dalgayı gördü.

* * *

İşte bu nedenlerle özellikle cumhurbaşkanlığı seçimi, birinci turda bitmiş ya da bitmemiş olsa da:

-Herkes şapkasını önüne koyup kara kara bir düşünmeli...

-Bu toplumun gerçek bir demokrasi istediği görülmeli...

Çünkü her konuşmasında nefret kokan, kin ve öfke yükselten siyaset dilinden bıktı bu toplum.

-Salı konuşmalarında bile siyasete yakışmayan bir dilden, yani sokak jargonuyla aşağılayıcı, küfür ve hakaret kokan bir dilden bıktı bu toplum.

-Liyakat aranması gerekirken kayırmacılıktan bıktı bu toplum.

-Alevi-Sünni kışkırtmasından, Türk-Kürt kışkırtmasından bıktı bu toplum.

-Çünkü bu kışkırtmalarla, bu ülkenin insanlarına çok acı günler yaşatıldı. Çorum

Katliamı, Maraş Katliamı, Sivas Katliamı, Ankara Gar Katliamı gibi...

* * *

Cumhurbaşkanı iktidar tarafından da olsa, muhalefet tarafından da olsa; meclis aritmetiği iktidar lehine de olsa, muhalefet lehine de olsa:

-Halk iradesine saygı gösterilmeli.

-Çünkü bu halk huzur istiyor, barış istiyor.

-Çünkü bu halk çocuğuna iş istiyor.

Ve bu halk:

-Her konuşmasında nefret kusan bir siyaset istemiyor.

-Alevi-Sünni çatışması istemiyor.

-Türk-Kürt çatışması istemiyor.

Ve de bu halk:

-Kendine oy vermeyen halkı aşağılayan bir dil istemiyor.

-Kendine "bidon kafalı" diyen, "göbeğini kaşıyan" diyen bir siyaset dili istemiyor.

* * *

Son söz olarak diyebiliriz ki;

25 Haziran'dan itibaren iktidar ve muhalefet, toplumdaki bu arayışı, dipten gelen bu dalganın sarsıntısını görmüş ve okumuş olsun.

Özellikle demokrasi güçleri, toplumda biriken bu arayışı görebilmiş olsun.

Ve de umarız ki 24 Haziran seçimleri, giderek kuşatılan Türkiye'de iç barışın ve birliğin önünü açmış olsun.

Ve de umarız ki 24 Haziran seçimleri, demokratik bir Türkiye'nin önünü açmış olsun.