O müjdenin değerini; bizim gibi ilkokula başladığında, sokak lambalarında savaş dönemi karartmalarını görenler, soba yakıtı deyince odun ve tezekten başka yakıt bilmeyenler, Zonguldak denen bir şehirde, taş kömürü denen nesnenin yakıt olarak kullanılarak demir üretildiğini duymuş olanlar; başka türlü anlar.

Çünkü, o tarihlerde Türkiye'de bir kilometrekareyi bulmayan Ankara'ya içme suyu temin eden Çubuk Barajından başka baraj ülkemizde yoktu. Esasına bakıldığında bu keşif çok kıyak bir olaydır. Benimle aynı yaş grubunda olanlar bu keşfi çok kıyak anlarlar.

İnşallah rezerv beklenildiği kadar olduğu gibi, yeni bulunacaklarında kılavuzu olur.

* * *

Sayın Cumhurbaşkanımız, "Arayan bulur. Biz aradık ve bulduk" gibi bir yorum yaptı. Bu hasretin dile getirilişidir. Aynı hasreti milletçe hep duyduk. Hatta 45 yıl önce; Tekirdağ'ın Kumbağ ilçesinin Naip köyünde Marmara Tuğlanın hammadde sahasında öyle petrol bulduk ki, doğrudan doğruya aracın deposuna koy ve çalıştır.

Ben Marmara Tuğlanın kurucu ortağı idim ve o gün de Tekirdağ'da bulunuyordum. Ertesi gün de Turhal'da Özdemir Antimuan madenine yeni gelmiş olan maden mühendisi ile randevum var. Bu arada Tekirdağ halkı da bizim ocağı yol etmiş durumdaydı...

Ben de sahaya gittim. Çamaşır teli kalınlığında, pırıl pırıl bir sıvı ince ince akıyor. Bir şişe istedim. Ufak bir cam şişe getirdiler. Doldurdum ve yanıma aldım.

Ertesi gün akşam Turhal'da idim. Mühendis Bey ile konuşacağımız başka şeyler vardı ama taze ve ilginç olduğu için, toprak sahamızdan petrol çıktığını anlattım.

Mühendis Bey şişeye baktı ve "Topraktan böyle petrol çıkmaz. Siz oraları araştırın. Geldiği bir yer olması lazım!" dedi.

Ertesi gün fabrikaya telefon açtım:

"Petrolün geldiği yeri bulduk. Dozercinin yedek mazot için deposu vardı. O delikmiş. Petrol diye gördüğümüz şey oradan sızıyormuş" dediler.

Biz büyük hayali kaybetmiştik. Ama Valiliğe de yazık oldu. Onlar da bir toprak sahasından petrol çıktığına inanmışlardı.

Aslında sanki bir komedi filmi gibi. İşin içerisinde bulunanların hepsi için gülünç bir durum ama "Cehaletin başka bir tarifi de" bu olsa gerek.

Ben, "45 yılda çok şey değişmiş" diyerek teselli buluyorum. Umarım akıbeti hayır olur.

Yazımı sonlandırırken başta siz değerli okuyucularım olmak üzere tüm halkımızın Pazar günü kutlayacağımız 30 Ağustos Zafer Bayramını tebrik ediyor, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü, silah arkadaşları ile şehitlerimizi ve gazilerimizi saygı ve minnetle yad ediyorum.

En güzel günler sizlerin olsun.