28 Aralık 2019 günü, Cumartesi annelerinin oturma eyleminin 770'incisiydi. İlk oturma eylemini 27 Mayıs 1995'te başlatmışlardı.

30 Aralık 2019, yani bugün ise Diyarbakır annelerinin oturma eyleminin 119'uncu günü oldu. 22 Ağustos'ta Hacire Akan'ın oğluna kavuşmak için başlattığı hareket, 3 Eylül 2019 gününden başlayarak oturma eylemine dönüşmüştü.

Cuma annelerinin gün sayısı ise belirsiz idi. Çünkü onların çığlıkları 1984’den bugüne devam etti. 7 bin şehit annesi, 7 bin mezarda her Cuma gözyaşı döktü.

***

"Beni burada arama anne / kapıda adımı sorma /

saçlarına yıldız düşmüş /koparma anne /ağlama..."

Nevzat Çelik, cezaevinin yetiştirdiği şairlerimizdendir. 12 Eylül askeri yönetiminin, ilk idam ettiği Necdet Adalı için yazdığı şiirinde böyle demişti.

Ne demiş atalarımız: "Ağlarsa anam ağlar, gayrisi yalan ağlar."

Ne yazık ki bu ülkede, anaların çığlıkları hiç mi hiç dinlenmedi. Ve de hiç mi hiç duyulmadı bu çığlıklar...

Onlar; Cumartesi anneleri, Cuma anneleri, Diyarbakır anneleri idi.

Ve onlar, yüreğindeki acıyla yıllarca birlikte yaşayan ve de yaşayacak anneler idi.

Her şehit annesi, Cuma annelerinin simgesi olmuştu.

Cumartesi annelerinin simgesi ise Berfo ana, Diyarbakır annelerinin Hacire ana oldu.

Ardahan Göleli Berfo ana ovada kaybolanların, Diyarbakırlı Hacire ana dağda kaybolanların simgesi ve de aynı acıyı yaşayan annelerin sesi ve soluğu olmuştu.

***

Peki, ne istiyordu bu anneler ve de ne arıyorlardı?

-Cumartesi anneleri, gözaltında kaybolan ya da kaybedilen oğlunu, kızını, eşini, kardeşini ve de yakınlarını arıyordu.

-Diyarbakır anneleri, dağdaki çocuğunun geri verilmesini istiyordu; dağdaki çocuğuna kavuşmak istiyordu.

-Cumartesi anneleri, gözaltında kaybolan ya da kaybedilen oğlunu, kızını, eşini, kardeşini devletten isteyenlerdi.

-Diyarbakır anneleri, dağdaki çocuğunu dağdan isteyenlerdi.

-Cuma anneleri ise bu kan dursun, artık anneler ağlamasın diyenlerdi.

Ve de sessiz çığlıklarını:

-Diyarbakır anneleri, Diyarbakır HDP binasının önünde oturarak duyurmak istedi.

-Cuma anneleri, her Cuma mezar başında ağıt yakarak duyurmak istedi.

-Cumartesi anneleri ise Galatasaray Lisesi'nin önünde oturarak duyurmak istedi. Ama zaman zaman polis müdahalesi oldu. Son oturumlarda ise bu meydan yasaklandı.

Ama her seferinde bu sesler duyulmaz oluyordu.

Yine de Diyarbakır'lı Hacire ana, oğlu Mehmet Akar'a kavuştu. Ardından Hatice ana, 99'uncu günde oğlu Cafer Ceylan'a kavuştu. Hüsniye ana, 115'inci günde kızı Mekiye Kaya'ya kavuştu.

Berfo ana ise tam 33 yıl kapısını hiç örtmemişti; ama 21 Şubat 2013 günü 106 yaşında ölen Berfo ana, oğluna kavuşamadı. Çünkü oğlu Cemil Kırbayır, 12 Eylül'ün karanlıklarında yok edilmişti.

Ve iki gün sonra yeni bir yıla girilmekte...

Anneler yine yakınlarını arayacaktır. Anneler yine çocuğuna kavuşmak isteyecektir. Anneler yine bu kan dursun diyecektir.

-Umarız ki devlet, anneler üzerinde ayrım yapmaz. Umarız ki devlet, annelerin bu çığlıklarını duyar ve dinler...

-Umarız ki Cumartesi annelerinin çığlıkları, 2020'de duyulur olur.

-Umarız ki Diyarbakır anneleri, 2020'de çocuklarına kavuşur olur.

Ve de umarız ki Cuma annelerinin gözyaşları, 2020'de silinir olur.