Üniversitelerde ek yerleştirme sonuçları dün itibariyle sonuçlandı. Yine umulan olmadı. Devlet, vakıf ve diğer üniversitelerde önemli oranda kontenjan açıkları var.

   Çok detaylı rakamlara boğulmadan Türkiye genelinde ilan edilen 280.109 boş kontenjana 103.006 öğrenci yerleşmiş,177.103 kişilik kontenjan ise boş kalmıştır.

Aslında bu durumu analiz etmek gerekiyor. Yükseköğretime geçişin giderek zorlaştığı 70‘li yıllarda kontenjanların boş kalması düşünülemezdi. Sonra gelen her 10 yıllık dilimlerde bazı fakülte ve programların popülaritesi artarken hemen her alanda da öğrenci bulunabiliyordu. Bunun nedenlerini ayrıca değerlendirmek gerekir. Sadece önemli etkenin ülkemizde yetişmiş eğitimli insan gücüne olan ihtiyaç olduğu söylenebilir. Bu sayede büyüklerimiz “bir üniversite bitir de hangisi olursa olsun, kim kendi bitirdiği alanda iş yapıyor ki, sen de bulursun bir memurluk olur biter!” derlerdi. Öyle de olurdu.

  Ama artık 21. Yüzyıl gençliği. Her konuda daha bilinçli ve daha seçici. Mesleğimiz icabı gençlerle çok karşılaşıyoruz. Seçecekleri üniversitede ve bölümde neler aradıklarını çok iyi biliyorlar. Bazılarının söyledikleri gibi gençlik bilinçsiz, aklı havada falan değil. Gencin birisine “ek kontenjanlarda şunları şunları tercih edebilirsin!” dedim. Bana o üniversitenin ve bölümlerin kimliğini okudu. Kaç öğretim üyesi var, yurt ve sosyal imkânları neler? Özellikle de bitirenlerin iş bulma oranı ne? Aman Allah’ım! Ben sustum kaldım.

Özetle gençler okudukları üniversitede nitelik arıyor. Üniversiteler artık diploma vermenin ötesinde kalitelerini sorgulamalılar.

Bu gün 50-100 km. uzağınızda çok sayıda üniversite bulabiliyorsunuz. Öğretim üyesi çok sınırlı bu üniversitelerin. Artık üniversiteleri revize etmenin zamanı geldi. Üniversiteler belli alanlarda temayüz edebilirler. Her alanda iddialı olmak büyük maddi kayıp, insan gücü kaybı demektir.

Sanırım YÖK bugünlerde böyle bir çaba içinde. Üniversite bulunan illerin her bir ilçesinde bulunan Yüksekokulları ve Meslek Yüksekokullarını birleştirme gibi bir düşünceden söz ediliyor. Böylece kaynak israfı önlenmiş olur.

Çok yakın gelecekte üniversitelerin de, Araştırma Üniversitesi ve sadece eğitim-öğretim yaparak insan yetiştiren üniversiteler olarak ayrışması gündeme gelebilecektir.