(Doğu’ da PKK terörünün yeniden hortladığı ya da hortlatıldığı şu günlerde, 2008 yılında PKK’nın Aktütün saldırısıyla ilgili yazdığımız yazı.
O yazıda Kuzey Irak’ ta askeri gücümüz olmalı demişiz. Şimdi Başika kampındaki askerlerimizi de bu bağlamda değerlendirmek gerekiyor!
Bu gün PKK Doğu’da sokak savaşlarıyla devlete ve millete meydan okuyor. Amacı Türkiye’nin o bölgesini ele geçirmek. Bunu yaparken de toplumun gözünü boyuyor ve devlete ve millete karşı savaştıkları gerçeğini insan hakları kılıfı altında gizliyor! Tabi herkes amaçlarını çok iyi biliyor! Bizim sözümüz bilmeyenlere.)
PKK VE AKTÜTÜN SALDIRISI
Su uyur düşman uyumaz. Terörist hiç uyumaz, saldırır hiç fırsat vermez.
Terör 2000’li yılların başında bitme noktasına gelmişti. Ama bir nebze sönen ateşle ‘yangın bitti’ düşüncesi yapılan en büyük yanlıştı. PKK küller arasından yeniden ateşlendi. Bu günlerde yakıp yıkmaya çalışıyor. Türkiye bu gün düşük şiddetli bir savaş halindedir.
Türk milleti, Türk ordusu hiç kimsenin emri buyruğu altında değildir. Bize bizden başka da DOST bulunmamaktadır.
Hıristiyan alemi Türkiye’nin ne ölmesini, ne de onmasını istiyor. Bu gün olduğu gibi hep terör belasıyla uğraşıp bölgenin bekçisi durumunda kalmasını istiyor. Ne zaman biraz palazlansak, biraz yeşersek başımıza bir çorap örülüyor. İslam aleminde ise birlik beraberlik yok. Birbirimizin kuyusunu kazmakta yarış ediyoruz adeta
Geçmişe bakmakta ve şöyle olmuş, böyle olmuş demekte bir fayda yok. Bu gün önümüzde bir yangın var ve terör son bir iki aydır adeta yeniden hortlamaya çalışıyor.
Bu hainler kaçak, alçak ve başı sonu olmayan bir topluluk. Türk milleti ise 70 milyon insanı ve 600 bin kişilik ordusuyla, dünyanın üçüncü büyük ordusuna sahip bir güzide millettir. Bunun bilincinde olalım ve dedikodularla, birbirimizi suçlamalarla, şu yapıldı, bu yapılmadı, demekle PKK’nın ekmeğine yağ sürmekten vazgeçelim. Şimdi bunun zamanı değil. Hükümetiyle, muhalefetiyle Türkiye cumhuriyeti devleti büyük bir yumruk olup bu laneti ezmelidir.
Hala muhalefet üslubuna uygun yumuşak öneriler yapmıyor, hala hükümet lüzumsuz beyanlarda bulunuyor ve muhalefeti, basını suçluyor.
Suçlu aramak, şunu yaptı, bunu yapmalıydı demek bize hiçbir şey kazandırmaz. Bir olalım beraber olalım. Beraber ağlayalım beraber gülelim. Ezelim şu çapulcuları, ama düşmanı küçümsemek te doğru değil. İş ciddi tutulmalıdır.
Herkes eksiğini herkesten daha iyi bilir. Bendeki kanaat bu gün artık bu düşünce kavranmıştır.
Irak’ın elektriği suyu kesilmeli ambargo uygulanmalıdır. Amerika’ya dokuz göbekten bağlı olmaktan kurtulmalıyız. Onların istihbaratına da öyle çok bel bağlamamalıyız. Onların Aktütün karakoluna yapılacak saldırıyı ve bu amaçla, aylar süren hazırlığı, katırlarla getirilen bunca ağır topu, tüfeği, 300-350 kişiyi görmemeleri bilmemeleri hem de aylar öncesinden bilmemeleri mümkün mü? Yine bize karşı olan bir karın ağrıları veya yaptırmak istedikleri bir şeyleri kabul ettirmek için bu baskını bildirmemişlerdir. Biz kendi göbeğimizi kendimiz keselim. Bu borç batağından, ekonomik olarak Amerika’ya bağımlılıktan kurtulmazsak hiçbir yerde bir yerlere gelmemiz mümkün değildir.
Apo, Barzani, Talabani susturulmalı ve onlara gereken ders verilmelidir. Kuzey Irak’ta kontrol bizim olmalı ve tabii ki kurulacak tampon bölge de bizim askerimizin kontrolü altında olmalıdır. Kuzey Irak’ın 10-15 km içine bin, iki bin kişilik özel kuvvetimiz bir daha çıkmamak üzere girmelidir. Zafer süngünün ucundadır.
Amerika sudan bahanelerle Irak’a girdi ve çıkmıyor. Biz en haklı davamızı neden birilerine bağımlı yürüteceğiz ki?
İsrail iki askerini kaçırdı diye Lübnan’ı işgal etmişti, neden bunları unutuyoruz? Kuzey Irak’a girecek bu kuvvet Ankara’dan değil bölgedeki askerin başındaki bir general tarafından idare edilmelidir ve ani hareketleri, baskınları o yapmalıdır. Tabii ki Genel Kurmayla irtibatlı ve onun emrinde olmalı ama her şeyde sorup durulmamalıdır.
Sağ elle sol kulak gösterilmemeli. Bu iş çok uzadı ve artık tadı tuzu kalmadı. Herkes görevini acilen en iyi şekilde yapmalıdır! (13.10.2008)
Saygı ve sevgilerimle.