1999 depreminde Çorum Kızılay’ında görevde olan birisiydim. Vatandaşların desteği ile topladığımız malzemeleri iki kamyon ve bir minibüs dolusu gönüllüyle deprem bölgesine götürüp, kendi ellerimizle çadır kentlerde yaşayanlara ulaştırmıştık.

Görülen manzara içler acısıydı. O zaman da Kızılay sorumsuz davranmış aynı olumsuz davranışlarını sergilemişti. Daha sonra ben Genel Merkeze Denetim Kurulu Başkanı seçildiğimde depremde toplanan paraların hesabını sormuştum. Deprem anında muhasebeleştiremediklerini söyleyebilmişlerdi.

Depremde yaşanmışlıkları yazdığım “Kuzu Postuna Bürünmüş Kurtlar” kitabımda açıkça anlatmıştım.

Sayın Uğur Dündar kitabımın tanıtımı için yazdığı önsözde şöyle demişti:

“Birçoğunu kamuoyuna yansıttığım, okurken o günleri yaşadığım bu kitabın yazılması çok önemli. 1999 depremi sonrası enkaz altında kalan Kızılay’ ı kurtarabilmek için tek başına mücadele eden bir insanın çilesi…”

Sayın Melih Aşık da,

“iyilikler de kötülükler de asla unutulmamalı” diye not düşmüştü, tarihe not düşer gibi…

Deprem vergileri olarak kastedilen özel iletişim vergisi 1999 yılından sonra yürürlüğe girmiş ve 2002’de sona ereceği söylenmişti. Ancak AKP hükümeti bunu kalıcı hale getirmişti. Cep telefonları ile yapılan konuşmaların yanında, sabit telefonlar üzerinden yapılan konuşmalardan da alınmaya başlanmıştı.

Maliye Bakanı olan Mehmet Şimşek; deprem vergileri 74 milyonun servetidir. Bu vergiler bizim sağlığımıza gidiyor. Duble yollara, demir yollarına, havayollarına, çiftçimize, eğitime gidiyor” diye demeç vermişti.

Kime sordular?

O zaman adı niye deprem vergisi?

Yola gitti,

Hastaneye gitti,

Uçağa gitti,

Yani kısaca “ yandı bitti kül oldu” mu diyorsunuz!

Peki, o zaman yol yapmak için aldığınız vergilere ne oldu?

Aldığımız nefesten bile vergi alacaksınız neredeyse…

1999 yılından beri vatandaş olarak deprem vergisi ödüyoruz. Tam 20 yıl eder bu.

Elazığ’daki depremden hemen sonra Kızılay başkanının para talep etmesi “deprem vergileri ne oldu” sorusunu getirdi.

Evet, ne oldu?

Hiç kimsenin hesap vereceğini sanmıyorum

Ancak ben vatandaşlık hakkımı kullanıp soruyorum ısrarla,

Ne oldu?

Z. Bauman’ın bahsettiği gibi, ‘yoksulluğun görüntüsü yoksul olmayanları köşeye sıkıştırır’…

Her Gününüz Güzel Olsun.