Yıl 1975… Yer Antalya…
Antalya Festivali on ikinci yaşını doldurmaktadır. Belediye 12. Antalya Festivali etkinlikleri kapsamında bir öykü yarışması düzenlemiştir.
Öykü yarışmasının Seçiciler Kurulu Fakir Baykurt, Asım Bezirci, Adnan Binyazar, Erdal Öz ve Sadun Tanju’dan oluşmuştur.
(Fakir Baykurt, 15 Haziran 1929 – 11 Ekim 1999, Asım Bezirci Erzincan 1927- 02 Temmuz 1993 “Bazı kaynaklarda doğum tarihi 1928 olarak geçmektedir”, Erdal Öz 26 Mart 1936 – 06 Mayıs 2006, Adnan Binyazar 07 Mart 1934, Sadun Tanju 23 Aralık 1924 – 20 Ocak 2013)
Bu yıl Antalya Sanatçılar Derneği (ANSAN) Edebiyat Komisyonu olarak öykü günleri etkinliği için çalışırken yaptığım araştırmada 1975 yılında Antalya Belediyesi tarafından bir öykü yarışması yapıldığını, dereceye giren ve övgüye değer bulunan eserlerin ise kitaplaştırıldığını öğrendim.
Kısa bir sahaf turunda söz konusu kitabı buldum.
“Antalya’dan Hikâyeler” Kitabın iç kapağında ise “Türkiye’den Yeni Hikâyeler” ifadesi vardır.
Kitabın baskı tarihi “İstanbul, Haziran 1976… Güryay Matbaası’nda basılmış. Grafik ve diyazner, Şahin Kaygun… Cilt Gülyay Ciltevi…
Şahin Kaygun parantezi… (Adana 1951 – İstanbul 07 Aralık 1992 fotoğraf sanatçısı ve sinema yönetmeni…)
Zaman akıyor… Antalya Muratpaşa Belediyesi tarafından kentin çeşitli noktalarına asılan afişlerden “Antalya Edebiyat Ödülleri” başlıklı yarışmayı hatırlatıyor belleğim…
Muammer Sun bestesi o şarkıyı bir kez daha hatırlıyorum. “Tohum toprağa düşer / Bir bakarsın çıkmış serpilmiş / Boyunu aşar / Yeşer tohumum yeşer”…
Bu şarkıyı müzik öğretmeni dostlara sordum, notasını edinmek için… Hiç duymadıklarını söylediler. İlginç internet araştırmasından da sonuç alamadım. Arayan bulur, derler… Her buluşma kendi vaktini bekliyor.
Akıl, yürek bellek üçgeninde aklım sen şu “Türkiye’den Hikâyeler” kitabına dönsen artık…” diyor ve ekliyor, “Bu kitabın tıpkıbasımını 1975’de ekilen tohumu yeşerten Muratpaşa Belediyesi yapsa… Seçici Kurul üyelerinden ve ödül alanlar ile övgüye değer bulunanlardan hayatta olanları da ödül törenine çağırsalar…”
Bu önermeyi 2015 yarışmasının sorumlusu Hülya Özyol’a ileteceğim…
Kitabın önsözü dönemin Antalya Belediye Başkanı Selahattin Tonguç imzasını taşıyor.
“Antalya Festivali, bu yıl on iki yaşını dolduruyor. Sanat çevrelerinde ve kamuoyunda daha çok bir ‘Sinema Şenliği’ olarak bilinen Festivalimiz, ilk kez müzik, resim, yontu ve edebiyat alanlarına da açılarak daha geniş bir kültür sergilemesi oluyor. Çeşitli açıkoturum, konferans, konser, sergi ve halk oyunları ile sinemanın dışına taşarak, halkımızın kültürel yaşamını destekleme amacı güdüyor.
Edebiyat alanında bir hikâye yarışması ile halkın huzuruna çıkmamız, hikâyenin, sinemaya yardımcı bir sanat dalı olmasından ileri geliyor. Kendi içinde ‘toplumcu gerçekçi’ bir yöneliş göstermeye başlayan yerli sinemamız, öteden beri edebiyattan bir ölçüde yararlanmaktadır. Toplum gerçeklerini ve sorunlarını dile getirme yolunda ileri adımlar atmış olan edebiyatımız, günümüzde sinemanın daha büyük yardımcısı olacaktır. Antalya Festivali’nin edebiyat alanındaki yarışmalarını gelecek yıllarda doğrudan doğruya ‘Film Öyküsü’ ve ‘Roman’ dallarına ayırarak bu katkımızı sürdürmek istiyoruz.
12. Antalya Festivali, ‘Hikâye Yarışması’nın ünlü ünsüz yazarlarımızdan gördüğü ilgi, doğrusu bizleri yüreklendirmiştir. Bir başlangıç olan bu ilk uygulama, umutlarımızın üstünde bir katılma sağlamıştır. Bizden önce çeşitli gazete ve dergilerin, TRT gibi resmi kuruluşların açtığı yarışmalarda görülen katılmalar kadar, hatta onların birçoğundan daha fazla katılma ile karşı karşıya geldik. Bu olay, toplum sorunlarımızı bilinçle kavrayan aydınlar kuşağının yetiştiğini göstermek bakımından anlamlıdır.
Nitekim Fakir Baykurt, Asım Bezirci, Adnan Binyazar, Erdal Öz ve Sadun Tanju’dan oluşan Seçiciler Kurulu da bu hikâyelerin yurt sorunlarını, ‘olumlu ve gerçekçi bir yaklaşımla ele aldığını’ saptamış ve bundan ‘kıvanç duyduğunu’ belirtmişlerdir.
Gayet açık olarak görüldüğü gibi, günümüz Türkiye’si toplumsal bir değişim geçirmektedir. Böyle bir aşamada, genellikle bütün sanatlarda, özellikle edebiyatta bu değişimin belirtileri taze bir kan dolaşımı sağlar. Böylece toplumdan etkilenen sanatçılar, yapıtlarıyla toplum üzerinde etkili olurlar. Bu aşamada, sanatçı ile halk arasındaki ilişkinin sıkılaştırılması gerekir. Aslında, bu, devletin çok yönlü bir sanat ve kültür politikası ile yüklenip yürütmesi beklenilen görevlerindendir. Antalya Festivali’nin ulaştığı yeni biçim ile Belediyemiz bu büyük gereksinimin karşılanmasına küçük bir katkıda bulunmaktadır. Gelecek yıllarda çabalarımızı sürdürmek kararındayız.
12. Antalya Festivali ‘Hikâye Yarışması’na 170 hikâye geldi. Bunları teker teker inceleyen Seçiciler Kurulu üyeleri, Antalya’da yaptıkları toplantılarda, kendi aralarında uzun tartışmalardan sonra sonuca vardılar. Yarışmaya katılan hikâyeler arasında birbirinden güzel sayısız örnekler yer alıyordu. Bu yüzden ilk derecenin açıklanmasıyla yetinemezdik. Belediyemiz, bu konuda Seçiciler Kurulu’nun önerisini benimseyerek ilk üç dereceyi kazanan hikâyelere 12 tane daha ekleyerek sayıyı 15’e çıkardı. Şimdi bu 15 hikâyeyi yayınlıyoruz.
Kuşkusuz, bir Belediye Başkanı ve sade bir okur olarak ben bu hikâyeler üzerinde meslekten bir eleştirmen gibi yargılarda bulunacak değilim. Ancak şu noktayı belirtmekten de kendimi alamıyorum; Bu hikâyelerin hepsinde yurt gerçeklerimiz, toplum sorunlarımız sıcak bir sevgi ve taze bir edebiyat anlayışı ile dile getirilmiştir. İçlerinde adlarını yeni duyduğumuz, ama şimdiden büyük başarıların adayı olan yazarlarımız vardır. Kendilerini kutlarken çalışmalarının sürekli olmasını diliyorum.” Antalya 10 Eylül 1975 Selahattin TONGUÇ / Belediye Başkanı
(SÜRECEK)