Bugün, Maraş katliamın 40'ıncı yıldönümü...

"Güneş Ne Zaman Doğacak" filminin oynadığı Çiçek Sinemasına, 19 Aralık 1978 akşamı atılan bir patlayıcı ile başlatılmıştı; 24 Aralık 1978 günü büyük bir katliama dönüştürülmüştü...

Resmi kayıtlara göre 111 kişi öldürülmüş, l000'den fazla kişi yaralanmış, 552 ev, 289 işyeri tahrip edilerek yakılmış, yıkılmıştı.

Maraş katliamıyla, Çorum, Sivas ve de Başbağlar katliamıyla her yıldönümünde yazmaya çalıştım.

Amaç, ülkede mezhep çatışmasını tetiklemek isteyen bu katliamları, bir kez daha hatırlamak ve de Türk halkını Türk halkına katlettirenleri hatırlatmaktı...

Amaç, bu katliamların arkasındaki "derin iradenin", bugüne kadar araştırılmadığını ve de asla soruşturulmadığını hatırlatmaktı...

Ve de amaç bu katliamların, ülke ekonomisini ve siyasetini Batılı küresel güçlere teslim eden 12 Eylül 1980 darbesine gerekçe yapıldığını hatırlatmaktı…

Çünkü Maraş katliamı yalnız Maraş'a, Çorum katliamı yalnız Çorum'a ait değildi.

40 yıl önce Maraş'ta başlatılan ve ülke geneline yayılan bu katliamlar, ülkenin kaderini değiştiren 12 Eylül darbesinin ilk kilometre taşları olmuştu.

Çünkü "derin güçler" böyle istiyordu ve de darbenin lideri Kenan Evren'in ifadesiyle,

"şartların olgunlaşması" bekleniyordu.

İşte bunun için unutulmamalı, bunun için hatırlanmalı, bunun için sorgulanmalı idi.

* * *

Evet, o gün ne oldu?

Ne oldu da sağ-sol diye başlatılıp. Alevi katliamına dönüştürülüp mezhep çatışması fitilinin yakılmasına alet oldu Maraş?

Ve o gün ne oldu da, Fransız işgaline karşı ölümüne savaşan Maraş'ta, 24 Aralık 1978 günü kendi halkına, kendi halkı katlettirildi?

Ve ne oldu da Alevi'siyle, Sünni'siyle; Türk'üyle, Kürt'üyle Fransız işgaline direnen; onurlu bir direnişin ve özgürlük için ölmenin bayrağını birlikte kaldıran...

Ve de 7 Şubat 1973'te Kahramanmaraş unvanını alan Maraş, ne oldu da ölümün kol gezdiği, yakılmış, yıkılmış bir kente dönüştü?

Evet, neden?

Ve daha da önemlisi, ne oldu da kendi halkını katledenler, kime hizmet edildiğini bugüne kadar bir kez bile kendine sormadı, soramadı?

***

Şimdi bir kez daha sormak gerekmez mi?

katliamlarla Türkiye şahlanıp süper güç mü oldu? .

-Bu katliamlarla, küresel sermayenin silahlı gücü NATO'ya hayır mı denildi?

-Katliamları bir Alevi kıyımına dönüştürerek Türkiye'deki Amerikan üsleri mi sökülüp atıldı?

Oysaki bu katliamlarla, 12 Eylül darbesinin hazırlığı yapıldı; ülke siyaseti ve ekonomisi, Batılı küresel güçlere teslim edildi.

Yani o gün bu katliamlarla vatan kurtardığını sanan vatan kurtarıcılar, emperyalizme hizmet eder oldu.

İşte o gün vatan kurtardığını sanan vatan kurtarıcılar:

-Eğer bugün, özellikle mezhep çatışması temelinde bir yarılmanın alacağı sonucu, Ortadoğu'ya bakarak görebilmişler ise...

-Ve de İslam Dünyasına yönelik ABD politikalarının Türkiye'yi ve tüm bölgeyi, etnik ve mezhep çatışmalarına hapsetmek olduğunu anlayabilmişler ise...

Bu ülkede Alevi-Sünni çatışmasının, emperyalizme hizmet etmek olduğunu da görebilmiş ve de anlayabilmiş olmalılar.

Ama görebildiler mi. anlayabildiler mi? Bilemiyorum...