Geçtiğimiz Pazartesi Günü 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü idi.

Öncelikli görevleri kamuoyu oluşturmak ve gazetecilik mesleğini daha ileri götürmek için çabalayan Gazeteci Kardeşlerim; 1961 yılından bu yana 10 Ocak tarihini, Çalışan Gazeteciler Günü olarak kutluyor.

Hakları mıdır?

Haklarıdır.

Kolay bir meslek değildir gazetecilik.

Bir fotoğraf karesi için en doğru anı, saatlerce bekleyerek; bir satır haberle birçok hayata umut olabileceği gerçeğiyle yanıp tutuşarak çalışırlar.

* * *

Akrabalarım ve yakın dostlarım, zaman zaman yazdığım köşe yazılarıma atfen olsa gerek; beni de gazeteci kabul edip; telefonla ve de sosyal medya aracılığıyla Gazeteciler Günümü kutluyorlar.

Öncelikle şahsıma gönderilen bu incelik için teşekkür ederim.

Ama ben gazeteci değilim.

Sıradan, basit köşe yazıları yazan, emekli bir bankacıyım.

Niye gazeteci değilim diyorum.

Çünkü o emekçi kardeşlerimle yıllardır iç içe yaşıyor; “gerçek gazetecilerin, gazetecilik mesleğini sürdürmek için” gazetecilik mesleğine nasıl emek verdiklerini bizzat yaşıyor ve görüyorum.

Oysa ben oturduğum yerden, sıcak odamdan paşa gönlüm ne zaman isterse, bir şeyler karalıyorum.

O nedenle “ben de gazeteciyim” demeyi; bu mesleğin çilesini çeken gerçek gazeteci kardeşlerime hakaret sayarım.

* * *

Ülkemizde ve dünyada yaşanan gelişmeleri en doğru, en objektif şekilde vatandaşlarına ulaştırmak için olağanüstü gayretler gösteren gazeteci arkadaşlarımız son günlerde iktidarlar tarafından sıkça zor durumda bırakılmalarına rağmen inatla ayakta kalmaya çalışıyorlar.

Ve inanır mısın, bu emekçi kardeşlerimiz, bu çileli mesleği, boğaz tokluğuna yapıyorlar.

Çünkü bu meslek, onlar için bir tutku, bir sevda, bir aşk.

İşin bu yanı olmasa, inanın çekilir meslek değildir gazetecilik.

* * *

4 Ocak 1961’de kabul edilen ve basın çalışanlarına bazı haklar ve yasal güvenceler sağlayan “212 sayılı kanun” adlı düzenlemenin Resmi gazetede yayınlanışı nedeniyle 10 Ocak, Çalışan Gazeteciler Günü oldu.

Söz konusu düzenleme, iş sözleşmelerinin yazılı olarak yapılmasını, sözleşmelere işin türü ve ücret miktarının yazılması gibi sosyal ve yasal hakları belirleyen hükümler içeriyordu.

Bu yasa ile kendilerine yüklenen sorumlulukları kabul etmek istemeyen 9 ulusal gazetenin patronu; 212 sayılı yasanın ve Basın İlan Kurumu’nun oluşmasına ilişkin 195 sayılı yasanın mesleki sakıncalar doğuracağını savlayarak gazetelerini 3 gün kapadıklarını duyurmuşlardı.

Kapanan gazetelerin yerine çıkarılan Basın Gazetesi, 11 Ocak günü yayına başladı ve üç gün süren boykot sırasında, düzenli olarak yayını sürdürdü.

İşte Çalışan Gazeteciler Günü, bu olayın bir sonucu olarak ortaya çıktı. 10 Ocak tarihi de “Çalışan Gazeteciler Bayramı” olarak kutlanmaya başladı ve 1971 tarihinden itibaren de “Çalışan Gazeteciler Günü” halini aldı.

* * *

Bu vesileyle, basın yayın organları içerisinde çalışan muhabirinden, sayfa editörüne, yazarlarından, matbaalarında çalışan tüm gerçek gazetecilerimizin, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü kutlamayı, görev sayarım.